Standard Profil Grubu İç Denetim Direktörü Kemal Tapkan, Çin pazarının uluslararası şirketler için önemi, Standard Profil olarak Çin’deki etkinlik alanları ve faaliyetlerine dair pek çok konuda Türçin Haber Ajansı Genel Yayın Yönetmeni Almina Karacan’ın sorularını yazılı yanıtladı.
Öncelikle kısaca Standard Profil’den bahsedebilir misiniz? Hangi sektörde faaliyet gösteriyorsunuz? Standard Profil ne zaman sektöre adım attı? Hangi ülkelerde ne gibi faaliyetler yürütüyorsunuz?
Standard Profil Grubu olarak otomotiv sızdırmazlığı alanında 4 kıtada otomotiv üreticisi müşterilerimize hizmet veriyoruz. 1977 yılına dayanan köklü geçmişinizin yanı sıra, sürekli gelişim ilkemiz ve dinamik ekibimiz sayesinde , ürün ve kalıp tasarımı, mühendislik çözümleri, Ar-Ge, üstün teknoloji üretim ve lojistik yetkinliklerimizle tam hizmet tedarikçisi olarak müşterilerimize özel çözümler sunuyoruz.
Oldukça geniş bir müşteri portföyümüz var. BMW Group, Daimler, FCA, VW Group, Renault-Nissan, Toyota gibi köklü otomotiv markalarının yanı sıra, yeni jenerasyon elektrikli araç üreticileri ile de kurduğumuz sağlam iş ortaklıklarımız bulunuyor.
Frankfurt, Almanya’daki genel merkezimizin yanı sıra dünyanın dört bir yanına dağılmış 7200 kişilik SP Ailesi ile hayata ve içinde bulunduğumuz bölgelere değer katıyoruz.
Türkiye’de Düzce ve Manisa’daki fabrikalarımızın yanı sıra İstanbul’da bir ofisimiz var. Bunun yanı sıra Çin, İspanya, Bulgaristan, Fas, Güney Afrika ve Meksika’da üretim tesislerimiz bulunuyor. A.B.D, Fransa, İtalya gibi önemli otomotiv merkezleri başta olmak üzere toplam 11 ülkede tasarım ve temsilcilik ofislerimizden müşterilerimize hizmet veriyoruz.
Şirket içindeki konumunuzdan bahseder misiniz, şirkette İç Denetimci olarak neler yapıyorsunuz, görevinizin tanımı ve kapsamı nedir?
Ben şirketimizde iç denetim ve uyumdan sorumlu grup direktörü olarak görev yapıyorum. İç denetim bir kurumun faaliyetlerini geliştirmek ve değer katmak amacını güden bağımsız ve objektif bir güvence ve danışmanlık faaliyetidir. İç denetim, kurumun risk yönetim, kontrol ve yönetişim süreçlerinin etkililiğini değerlendirmek ve geliştirmek amacına yönelik sistemli ve disiplinli bir yaklaşım getirerek kurumun amaçlarına ulaşmasına yardımcı olur.
Tanımından da anlaşılacağı üzere, sorunlar ve hatalar oluşmadan önce onlara karşı önlemleri alarak temelde şirketimizi korumaya çalışıyoruz. Bunun için, proaktif bir şekilde riskleri değerlendirmemiz gerekiyor. Bir nevi koruyucu hekimlik görevi yaparak hastalanmadan önce gerekli ilaçları ve egzersizleri veriyoruz.
Özellikle fabrikalarımızın bulunduğu ülkeler ile birlikte, depolarımız, mühendislik ve kalite ofislerimizle ve tüm global tedarik zinciri faaliyetlerimizle ilgili sürekli bilgiler edinmek ve riskleri değerlendirmek mecburiyetindeyiz. Bu bakımdan Türkiye’nin bu ülkelerdeki özellikle ticaret bakanlığına bağlı misyonları ve büyükelçiliklerimizle yakın temas halinde çalışıyoruz.
Edindiğimiz bilgilere göre, Standard Profil, 2011’de Langfang’da, 2018’de SP Jingzhou Fabrikası ile Çin fabrikasında faaliyete geçmiş. Standard Profil olarak Çin’deki ilk yatırımlarınız bu fabrikalarla mı başladı? Ayrıca buradaki fabrikaların amaçları neler ve üretim süreçleri nasıl işliyor?
Standard Profil Grubu olarak Çin’deki yolculuğumuz 2011 yılında Langfang’da başladı. 2018 yılında aldığımız stratejik bir kararla, Çin’deki operasyonlarımızı Jingzhou şehrine taşıdık. 2019 yılı Nisan ayında ise Belediye Parti Komitesi Sekreteri Guangzhong He, Belediye Başkan Yardımcısı Zhiqing Zhong, Şangay Başkonsolosu Sabri Tunç Angılı, Pekin Ticaret Müşaviri Sezgin Taşkın ve Standard Profil üst düzey yöneticilerinin katılımı ile Standard Profil Jingzhou Fabrikası’nın resmi açılışını gerçekleştirdik. Toplam 66 bin metrekare alanda, oldukça stratejik bir konuma sahip olan fabrikamız Geely, Volvo, Audi, SGM, Renault, Great Wall gibi otomotivin en büyük üreticilerine üretim yapıyor.
Fabrikamızın amacı doğrudan otomotiv fabrikalarına parça üretmek olup, asıl odağımız Çin’in iç pazarı. Dolayısıyla, Çin’de üretim yaparak, ihracat yapmayı hedefleyen firmalardan bu noktada ayrışıyoruz.
Standard Profil, Türkiye ve Çin dahil 7 farklı ülkede yatırımları ve yoğun istihdam sağlayan bir şirket. Size göre, Çin pazarının veya Çin’de yatırım yapmanın diğer ülkelere kıyasla avantajları ve dezavantajları nelerdir?
Öncelikle yatırım stratejileri önemli. Çin’i tanımak önemli, bu nedenle, yüzde yüz yabancı sermaye ile Çin pazarına giriş yapıyorsanız global ölçekte, güçlü bir firma olmanız gerekiyor. Bunun dışında Çinli ortak ile Çin pazarına giriş yapmak da bir alternatif olarak değerlendirilebilir. Böylelikle, ülke risklerini bilen ve çevreyi tanıyan bir desteğe sahip olabilirsiniz.
Çin’de bulunmanın bir çok avantajı sayılabilir, öncelikle, pazarın çok büyük olması ve daha da büyüyecek olması, önemli bir avantaj. Buna mukabil, Çin’deki rekabet ortamı Avrupa’dan çok daha farklı diyebilirim. Rekabetin ağırlıklı olarak fiyat odaklı olması firmaların kaynaklarını en iyi biçimde yönetmeleri gerekliliğini ortaya çıkarıyor. Bu durum tabii olarak, net işletme sermayesi yönetiminde etkin olmayı gerektiriyor. Ödeme vadeleri, stok yönetimi ve nakit yönetimi dikkat edilmesi gereken hususlar olarak ortaya çıkıyor.
Bir röportajınızda 2013 yılında Standard Profil’e katıldığınızda ilk ziyaret ettiğiniz yerin Pekin Müşavirliği olduğunu belirtirken, sadece piyasa ve pazar ile ilgili değil Çin kültürü ve diğer ülkelerin kültürleriyle iş yapış biçimlerinin önemli olduğunu da ifade ediyorsunuz. Bu bağlamda da Çin’e gerçekleştirdiğiniz çoklu seyahatlerinizde gözlemlendiğiniz ve edindiğiniz bilgilerden bahsedebilir misiniz?
Çin’de bulunmayı çok seviyorum ve orayı çok özlediğimi söyleyebilirim. Orada kendimi güvende hissediyorum ve yaşamakta zorluk çekmiyorum. Çin ile ilgili toplumumuzda bir yanılgı olduğu kanaatindeyim. Mesela şu soruyla çok karşılaşıyorum “orada yemek yiyebiliyor musun?”. Tam tersi çok farklı bir yelpazede çeşit çeşit yemek buluyorum. Uzakdoğu ülkelerinin yemekleri, Çin’in kendi geleneksel yemekleri, Batı tarzı yemek yapan restoranlar, özellikle balık restoranları, ne ararsanız var.
Diğer bir yanılgı da mesela çevreye karşı duyarlılık konusunda. Pekin’e komşu olan fabrikamız Hebei eyaletindeydi. Bir günde Pekin ve Hebei’deki tüm fabrikaları kapadılar. Çevre sorunları nedeniyle, tüm fabrikaları o anda kapadılar. Ekonomiden önce, halkın sağlığı ve şikayetlerini ön planda tuttuklarını gösteren büyük bir adım oldu bu. Sonrasında da tüm o fabrikalara birçok devlet teşviki sağlayarak, Çin’de geliştirmek istedikleri alanlara, çevreci projelerle taşıdılar. Daha önce mavi gökyüzünü göremediğim bir çok şehirde bugün temiz enerji bulunuyor ve endüstri uzaklaştırılmış durumda.
Çinliler, özellikle yabancı firmalara büyük saygı gösteriyorlar. Mesela bizim fabrikamızı Hubei Eyaleti’ne taşıdıktan sonra büyük etkinlikler yaptılar, açılış törenleri, teşvikler gibi. Standard Profil’in sektörünün liderlerinden biri olduğunu ve o bölgenin kalkınmasında büyük katkı sağlayacağı bilincini fazlasıyla hissediyorsunuz.
Çin uluslararası yatırım çeken bir ülke ve aynı zamanda dünya ekonomisindeki payı da son yıllarda %3-4 bandından %14’ yükseldi. Bu yükselmede etken unsurlardan biri olan uluslararası şirketlerin Çin’de yatırım yapmalarındaki en önemli etken nedir sizce? Çin bu konuda bu şirketlere ne gibi destekler sağlıyor? Türkiye’de kurulmuş bir şirket olarak sizin Çin’de büyümeniz için aldığınız destekler oldu mu ve olduysa bunlar nelerdir?
Tek bir ülkenin dünya ekonomisindeki payının %14 olması bu pazarın ne kadar büyük olduğunun en büyük göstergesi. Büyük firmalar bu nedenle, bu büyük pazara gelmeye devam ediyor. Pandemi döneminde, seyahat kısıtlamalarının en üst seviyede olduğu dönemde bile, bir çok Türk Firması beni arayarak, Çin’de iş yapma kültürü ile ilgili olarak görüşlerime danıştı. Burada dikkat edilmesi gereken unsurlardan bir tanesi de Çin’in bu konudaki çok açık ve destekleyici tutumu. Ülkeye, halka faydası olan ayakları yere basan her türlü projeyi desteklediklerini gözlemledim. Tabi ki, çok hassas ve detaylı analizler yaparak, bu imkanları sağlıyorlar. Örneğin fabrikamızın taşınma sürecindeki destekler, yeni fabrikamızın inşaatı, kiracı olarak belli bir süre kira bedeli ödemedeksizin çalışmaları sürdürmemiz ve diğer yatırım teşvikleri yabancı firmaların kararlarını kolaylaştıran desteklerden birkaçı olarak sayılabilir.
Son olarak, iç denetçilik sizin de tabirinizle, işletim risklerini önceliklere almayı gerektiren bir meslek. Riskleri görerek onlara göre şirketi koruyacak önlemler almayı öneriyorsunuz. Bir iç denetçi olarak, Çin’de yatırım yapmayı düşünen Türk şirketlerine ne gibi önerilerde ve uyarılarda bulunursunuz?
Öncelikle önümüzdeki yüzyılda Çin’in nerede olacağını hepimiz hayal edebilir durumdayız sanırım. Bu bakımdan Çin’de bulunmanın önemini kavramak gerekiyor. Çin’i, Çin’de üretip, dünyaya satmak vizyonu ile görmek artık çağ dışı. Bunun üç nedeni bulunuyor. Birincisi, Çin’de iş gücü eskisi kadar ucuz değil, ikincisi, global tedarik zincirinin kırılganlığına tanık olduğumuz ve lokalleşmenin daha ön planda olduğu bir dönemdeyiz. Üçüncü olarak da, dünya Çin’in iç pazarının büyüklüğü ve alım gücünü keşfetti. Bunları belirttikten sonra, yatırımcıların Çin’de, Çin için bulunmak konusunu değerlendirmeleri gerektiğini belirtmek isterim.
Bu açıklamadan sonra, Çin’de faaliyet göstermeyi planlayan firmalara önerilerimi sunmak isterim.
- Yatırım stratejisinin doğru seçilmesi. Ortaklı veya ortaksız olarak pazara girme kararı dikkatlice verilmeli.
- Çin kurumsallaşma ve kurumsal yönetim açısından sürekli yenilikler getiren bir ortama sahip, bu bakımdan, yeni mevzuatı yakından takip etmek gerekiyor. Yatırımıcılarımıza, bu konuda güçlü ve güvenilir bir hukuk desteği almayı öneriyorum.
- Çin’de iş yapma kültürünü iyi öğrenmeleri gerektiğinin de ayrıca altını çizelim. Örneğin bizim durumumuzda, Çin’de bulunan yabancı firmalar ile yerli firmaların icra konularında ciddi farklılıklar gösterdiğini dikkate almak gerekiyor.
- Çin çok büyük bir coğrafya, yetişmiş iş gücüne erişim imkanları, iş gücünün maliyeti, müşteri ve tedarikçilere olan mesafe, vergi ve teşfik avantajları, ulaşım kolaylığı gibi kriterler dikkatlice değerlendirilip yatırım kararı verilmeli.
- Varsa kurumun iç denetçileri veya risk yönetim ekibi ile koordineli çalışılması gerektiği kanaatindeyim. Bu tip kararlar verilirken, çok yönlü düşünebilen iç denetçilerin önerileri yönetime ışık tutabilir.
- Sayın Büyükelçimiz, Büyükelçiliğimiz ve Ticaret Bakanlığımız Türk Firmalarına çok büyük danışmanlık destekleri sağlamakla kalmıyor, firmalarımızın ihtiyacı olduğunda sahaya inerek destek verebiliyor. Bana danışan tüm dostlarıma, Çin’deki ilk adreslerinin Ticaret Müşavirliklerimiz ve Ateşeliklerimiz olması gerektiğini özellikle belirtiyorum.
Çok başarılı bir röportaj olmuş, Çin hakkında ki pek çok soru işaretini aklımdan sildi. Kaleminize sağlık.
Kaleminize sağlık!