By 
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Amerika Birleşik Devletleri’nde faaliyet gösteren CBS News’e verdiği “60 Dakikalık” bir röportajda, Çin’in “adaletsizce ve giderek artan şekilde düşmanca rekabet etmeye çalışan biri” gibi davrandığını söyledi. Xinhua’ya göre ise, Çin’e yöneltilen bu tür bir suçlama, kesinlikle doğru değil ve bazı Batılı politikacıların Çin’in gücünü abarttığını gösteriyor. Çin’in “dünyaya hükmeteceğini” veya “Chinaphobia” argümanlarını öne süreceğini vurgulamayı seviyorlar. Fakat bazı akademisyenler ve uzmanlar, bu tür endişelerin geçersiz olduğuna zaten işaret ettiler.
Amerika’daki bir düşünce kuruluşu olan Brookings Enstitüsü’nden Obama yönetimi altında eski bir güvenlik danışmanı olan Ryan Hass, Çin’in gücüyle ilgili paniğin yapıcı olduğunu kanıtlama ihtimalinin düşük olduğunu söyledi.
Hass, Foreign Affairs dergisine yazdığı bir yazıda, “Çin’in güçlü yönlerini küçültmek için alarma geçen bir odaklanma, Amerika Birleşik Devletleri’nin daha önemli olan kendi kendini destekleme görevine çok az odaklanmasına neden oluyor. Çin tehdidini iç reformu teşvik etmek veya iç bölünmeyi aşmak için kullanmaya yönelik herhangi bir girişim muhtemelen yarardan çok zarar verecektir” dedi.
ABD’nin Çin’e karşı katı yaklaşımı dünyayı ilgilendiriyor çünkü yeni bir Soğuk Savaş a yol açabilir.
Foreign Affairs dergisindeki bir başka makalede, eski ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Thomas J. Christensen, “Washington Çin’e karşı tek taraflı olarak anakronik bir soğuk savaş duruşu benimserse, ABD ekonomik olarak Çin’e bağımlı olan müttefikleri tamamen düşmanca politikalar benimsemeye yabancılaştıracaktır” diye belirtti.
Christensen,” Çin’e karşı Soğuk Savaş önleme stratejisi çağrısında bulunan sesler, Çin mücadelesinin doğasını yanlış anlıyor ” dedi. Sözde “Çin mücadelesi” ile ilgili olarak, bazıları Sam Amca’yı Çin’in yükselişine dair objektif ve rasyonel bir görüş benimsemeye çağırdı.
Eski ABD Dışişleri Bakanı ve uzun süredir diplomat olan Henry Kissinger, Business Insider tarafından yayınlanan yakın tarihli bir röportajda, “Çin, farklı tarihsel dönemlerde binlerce yıldır büyük bir ülke olmuştur. Ve bu nedenle, Çin’in toparlanması şaşırtıcı olmamalıdır” dedi. Deneyimli diplomat, ABD’nin Çin’in büyüklüğünde bir ülkeyle bir arada yaşama ihtiyacı olmaya devam ettiğini söyledi.
Çin-ABD ilişkilerinin geleceği ise, ABD’nin Çin’in barışçıl yükselişini kabul edip edemeyeceğine ve Çin halkının daha iyi bir yaşam sürme hakkına sahip olduğunu kabul edip etmemesine bağlı.
Çin bilgeliği, “bir ülke güçlendiğinde kesinlikle hegemonya arayacak” değil, “hegemonizmi uygulayan bir ülke başarısızlığa mahkumdur” şeklindedir.
Bazı Batılı politikacıların sahip olduğu gibi, Çin’in güçlü yönleri hakkında büyüyen bir panik duygusu, yalnızca kendi güvensizliklerini doğuracaktır.
Yorumlar