Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Afyonkarahisar’da bir termal otelde gerçekleştirilen, 12. Ulaştırma ve Haberleşme Şurası Ortak Akıl Çalıştayı‘nda, 19 yıl önce ülkede başlayan yeni ulaşım ve iletişim çağının daha da hızlanarak devam ettiğini söyledi.
Bu dönüşümün iddialı bir sürece işaret ettiğini dile getiren Karaismailoğlu, “Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da ulaşım ve haberleşme sektörleri, başta ekonomi olmak üzere her alandaki gelişmenin ana lokomotifleri olarak 2053 ve 2071’e uzanan yolculukta önemli roller üstlenecekler. Bugüne kadar ulaşım ve haberleşme sektörlerindeki temel belirleyicileri, halihazırdaki ihtiyaçlar, beklentiler ve bunların itici gücü olan hedefler olarak sıralıyorduk.” diye konuştu.
“Türkiye’yi dünyanın en büyük ve önemli ticari koridorlarının hakimi yaptık”
Bakan Karaismailoğlu, dünyanın çok hızlı şekilde geliştiğini, sosyal ve ekonomik değişimlerin anlık gerçekleştiğini belirterek, bu süreçte açığa çıkmamış ihtiyaçları, planlamaya daha fazla dahil edeceklerini vurguladı.
Öngörülerle, faaliyet alanı olarak belirledikleri insan, yük ve veri ulaştırmada yarını tasarlayacaklarını ve buna uygun hedefler koyacaklarını anlatan Karaismailoğlu, stratejik plan doğrultusunda mobilite, dijitalleşme ve lojistik dinamikleri dikkate alarak yola devam edeceklerini dile getirdi.
Karaismailoğlu, Türkiye’yi dünyanın en büyük ve önemli ticari koridorlarının hakimi yaptıklarını, coğrafi açıdan kalkınmada eşitliğe destek verme hedefiyle çalıştıklarını ifade etti.
İstanbul ve İzmir’deki vatandaşların ulaştırma ve haberleşme alanında sahip olduğu imkanları, Kars, Van ve Hakkari’deki vatandaşların da elde etmesini sağladıklarına dikkati çeken Karaismailoğlu, “Ana motivasyon kaynağı, milli ekonomik bağımsızlık için olmazsa olmazımız bütünsel kalkınmayı sağladığımız katma değerdir. İnsanın refahı ve mutluluğu köyden şehre, doğudan batıya kalkınmada eşitlikle tesis edilebilecektir.” dedi.
Adil Karaismailoğlu, Türkiye’de son 19 yılda ulaştırma projelerine ayrılan ödeneğin her yıl artırıldığına işaret ederek, Bakanlık ve ilgili kuruluşların, hükümetin toplam yatırım bütçesinden 2021 yılı yatırım programı kapsamında yüzde 31 ile en büyük payı aldığını belirtti.
“Demir yollarımıza 32 milyar dolar yatırım yaptık”
2021 yılında 44,8 milyar lira ödenekle ülkenin ve insanının ali menfaatleri doğrultusunda, ulaştırma ve altyapı yatırımlarına hız kesmeden devam ettiklerini vurgulayan Karaismailoğlu, şunları kaydetti:
“Ulaştırma ve haberleşme alanlarının Türkiye’de kalkınmanın en temel dayanağı olduğunu bilerek 2003 yılından bu yana alanımızda 1 trilyon 103 milyar lira yatırım yaptık. Yaptığımız ve devam eden projelerle birlikte toplam nihai yatırım tutarı 1 trilyon 580 milyar liraya ulaşacak. 2003’ten bugüne kara yollarımıza 105,1 milyar dolar ayırarak, otoyollar, bölünmüş yollar, köprüler, tüneller, viyadükler, tek yol ve iyileştirme çalışmaları yaptık. Türkiye’yi konforlu ve sürüş güvenliği yüksek yollarla tanıştırırken, ölümlü kaza oranlarını çok ciddi oranda azalttık.
Demir yollarımıza 32 milyar dolar yatırım yaparak, YHT projelerimizi hayata geçirdik. Kent içi raylı sistem hatları inşa ettik, yenileme, sinyalizasyon, elektrifikasyon işlerimizi gerçekleştirdik ve demir yolu taşımacılığında iddiamızı artıran lojistik merkezlerini Türkiye’ye kazandırdık. Yani ülkeyi gerçek anlamıyla demir ağlarla ördük. Yük ve insan taşımacılığında demir yollarını daha verimli ve doğru bir biçimde değerlendirdik. Demir yollarını Türkiye’nin stratejik bir gücü haline dönüştürdük. Hava yollarına 15,1 milyar dolar ayırarak, 26 olan havalimanı sayısını 56’ya yükselttik. Yeni terminal binalarıyla kapasitemizi oldukça artırdık.”
“Kanal İstanbul en zor kısımlarda dahi İstanbul Boğazı’ndan 13 kat daha güvenli”
Karaismailoğlu, Türkiye’yi haberleşme ve iletişim yetkinlikleri açısından da yeni bir çağa hazırladıklarını söyledi.
5G’ye hızlı bir şekilde geçmenin en önemli gündem maddelerinden biri olduğunu dile getiren Karaismailoğlu, “Tüm bilişim, iletişim ve haberleşme alanındaki büyük yatırımlarda olduğu gibi 5G’de de yerli sanayicimizin süreçlere aktif olarak katılımını sağlıyoruz. Temel ilkemiz, önemli oranda yerli ve milli imkanlarla bu geçişi sağlamak. 5G projesinde önemli görevler üstlenen 10 firmamızla bir araya gelerek uyumlu bir iş modeli belirledik. Bu amaçla geliştirdiğimiz, ‘Uçtan Uca Yerli ve Milli 5G Haberleşme Şebekesi Projesi’ne TÜBİTAK da destek veriyor.” diye konuştu.
Bakan Karaismailoğlu, İstanbul Boğazı’nın en işlek ve tehlikeli trafiğe sahip ikinci suyolu konumunda olduğuna işaret ederek, boğazdan yılda yaklaşık 43 bin geminin geçtiğini söyledi.
Son 50 yılda Türk boğazlarında 500’den fazla gemi kazası meydana geldiğini belirten Karaismailoğlu, şöyle devam etti:
“Haziran ayında yaşanan son kazada ise maalesef iki balıkçımız hayatını kaybetti. İstanbul Boğazı’nda gemiler, 80 dereceye varan çok kritik 12 rota değişim manevrası yapmak zorundalar. Tabii bu durum gemilerin çarpma ve karaya oturma risklerini artırıyor. Geçmiş kazaların analizi yapıldığında ana kaza türlerinin yüzde 54’ü çarpışma, yüzde 40’ı ise karaya oturma şeklinde yaşandı. Hatalı manevralar ise yüzde 64’lük oranla kaza nedenlerinin büyük çoğunluğunu oluşturuyor. Çalışma senaryoları açısından Kanal İstanbul, en zor kısımlarda dahi İstanbul Boğazı’ndan 13 kat daha güvenli.”
Karaismailoğlu, İstanbul Boğazı’nda artan transit gemi geçişleri ve güvenlik endişeleri gibi faktörlerin şehrin kültürel mirasına ciddi zarar verdiğine dikkati çekti.
“Kanal İstanbul güzergahı üzerinde hiçbir orman arazisi bulunmuyor”
Kanal İstanbul’un tamamlanmasıyla bölgenin limanları, lojistik bölgeleri, demir yolu bağlantıları ve büyüyen endüstrisiyle Avrasya’nın ekonomi, finans ve ticaret merkezi olacağını dile getiren Karaismailoğlu, şunları ifade etti:
“Beş alternatif arasından belirlenen Kanal İstanbul güzergahı, mevcutta yüzde 78’i su ve su havzası olan bir alandan geçiyor. Bu sayede minimum hafriyat çalışması yapılacak. Halihazırda zaten bir suyolu olan Sazlıdere Havzası’nın genişletilerek gemi geçişine hazırlanması projesi olarak gerçekleştirilecek. Kanal İstanbul Projesi ile Sazlıdere Barajı’ndan kaynaklanan su kaynaklarının kaybı, Karamandere, Pirinçci ve Hamzalı barajları, Melen Sistemi, Yeni Şamlar Barajı, Osmangazi ve Sungurlu barajları, Kömürköy, Kızılağaç ve Balaban barajları ile artırılarak geliştirilecek. Kanal İstanbul güzergahı üzerinde hiçbir orman arazisi de bulunmuyor. Kanal’ın uzunluğu 45 kilometre, taban genişliği minimum 275 metre ve derinliği 20,75 metre olacak. Kanal’ın üst genişliği ise kot farklılığına uygun bir şekilde tasarlanarak 360 ile 600 metre arasında değişiyor. İhale sürecinin ardından hazırlık çalışmaları yaklaşık 1 yıl sürecek. Yapım inşaatının ise 5 yıl, toplamda 6 yılda bitirmeyi hedefliyoruz. Bütün projelerimizin, ülke kaynaklarımızı israf etmeyecek, geri dönüşleri hesaplanmış ve akılcı bir bakışla hayata geçirilmesi hayati derecede önemlidir. Çünkü bu çalışmalarımızın hepsi milletimizin vergileriyle kamu faydasına hayat bulan, yeni iş ve aş alanları açacak projelerdir.”
12. Ulaştırma ve Haberleşme Şurası
Adil Karaismailoğlu, şuranın başlıca hedeflerine ilişkin olarak da şunları kaydetti:
“Türkiye’nin ulaştırma, altyapı ve haberleşme sektörlerinde stratejik hedeflerinin belirlenmesine katkı sağlamak. Sektörün dünyayla eş zamanlı gelişimine katkıda bulunmak ve çözüm bekleyen hususlarla ilgili öneriler getirmek. Kovid-19 sonrası küresel tedarik zincirlerinin yeni standartlarını belirlemek, ulusal ve uluslararası paydaşlarla aramızdaki iş birliğini güçlendirmek. Sektör çalışma gruplarının sıraladığım başlıklar altında son halini verecekleri raporlarla, Türkiye Ulaştırma Politikası Strateji Belgesi ortaya çıkacak. 12. Ulaştırma ve Haberleşme Şurası’nda, kara yolu, demir yolu, denizcilik, havacılık ve haberleşme olmak üzere 5 sektörden üst düzey yerli ve yabancı konuşmacıların yer alacağı panellerin yanı sıra 55 farklı ülkenin Ulaştırma Bakan ve Bakan Yardımcılarının katılım göstereceği kapalı oturumlar ile dünyayı değiştirebilecek mega ulaşım projeleri, Kovid-19 sonrası dünyada ulaşımın iyileştirilmesi ve esnekliği, bütünsel kalkınmayı destekleyecek ekonomi ve ulaşım koridorlarının gelişimi ve ülkelere etkisi gibi önemli konularda sektördeki iş birliği fırsatları, bölgesel sorunlar ve çözüm önerileri ele alınacak. Şura, yeni hedefler ve vizyonları ortaya koyma fırsatı sunacak.”
Karaismailoğlu, şuranın, Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Yerleşkesi’nde 6-8 Ekim 2021 tarihlerinde gerçekleştirileceğini ifade etti.
Yorumlar