Yıldız, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi’nin 55. Oturumu kapsamında konuştu.
- Dışişleri Bakan Yardımcısı Yıldız: İsrail, insan haklarını, uluslararası hukuku ihlal eden eylemlerden sorumlu tutulmalı
- Bakan Yardımcısı Yıldız: AA’nın “Kanıt” kitabı Gazze’deki insani trajediyi ortaya koyuyor
- Dışişleri Bakan Yardımcısı Yıldız: İsrail’in ihlal etmediği bir hukuk kuralı yok
Toplantının kritik bir zamanda yapıldığını belirten Yıldız, İsrail’in Gazze’de devam eden ayrım gözetmeyen ve barbar saldırılarının, uluslararası toplumun kurallara dayalı uluslararası sisteme olan inancını sarstığını bildirdi.
Yıldız, “Gazze’de hala benzeri görülmemiş oranda ölümlerin devam ettiğine, altyapının ve kültürel mirasın yok olmasına tanık oluyoruz. İsrail’in eylemleri, Filistinli sivillerin toplu olarak cezalandırılmasına dönüştü. BM Güvenlik Konseyi, İsrail’in zulmünü, Filistin topraklarının yasa dışı işgalini ve devam eden ciddi uluslararası hukuk ihlallerini sona erdirmeyi başaramadı.” ifadelerini kullandı.
Uluslararası Adalet Divanının (UAD) 26 Ocak’ta hükmettiği ihtiyati tedbir kararlarının bir dönüm noktası olduğunu vurgulayan Yıldız, bu kararların daha fazla zulmü durdurmak ve insani yardıma engelsiz erişim sağlamak için İsrail tarafından uygulanması gerektiğini aktardı.
Yıldız, Filistinli sivillere yönelik işlenen suçların faillerinin hesap vermesi gerektiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:
“İki devletli çözümün bir parçası olarak acilen ateşkes, insani yardıma engelsiz erişim, her iki taraftan da tüm rehinelerin serbest bırakılması ve BM parametrelerine dayalı olarak Filistin devletinin uluslararası düzeyde tanınması yönünde çağrıda bulunuyoruz. Orta Doğu’da adil ve kalıcı bir barışın tek yolu, başkenti Doğu Kudüs olan, 1967 sınırlarına dayanan, bağımsız, egemen ve toprak bütünlüğü olan bir Filistin devletinin somut olarak ortaya çıkmasıdır.”
Gazze’de yaşananların Suriye’ye yansımalarının durumu daha karmaşık hale getirdiğine vurgu yapan Yıldız, Suriye’deki ihtilafın kesin çözümü için terörizmin her biçimiyle mücadele etmenin ve böylece Suriye’nin toprak bütünlüğü ve birliğini korumanın önemine işaret etti.
Yıldız, Suriye konusunda BM Güvenlik Konseyinin 2254 sayılı kararına dayanarak siyasi sürecin yeniden canlandırılması ve Suriyelilerin, gönüllü, güvenli ve onurlu bir şekilde geri dönüşleri için gerekli koşulların oluşturulması gerektiğini söyledi.
Terörizmin ayrım gözetmeksizin herkesi hedef aldığını ve seçici yaklaşımların uluslararası çabaları baltaladığını dile getiren Yıldız, “Ülkemde başta PKK/PYD/YPG olmak üzere terör saldırıları büyük can kayıplarına ve maddi hasarlara neden oldu. Bu belaya uluslararası hukuk çerçevesinde karşı koymaya kararlıyız ve uluslararası toplumdan tam işbirliği bekliyoruz.” diye konuştu.
Müslüman karşıtlığı, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, nefret söylemi ve nefret suçlarının endişe verici boyutlara ulaştığını kaydeden Yıldız, Kur’an-ı Kerim’in defalarca yakılması ve aşırı sağcı politikacıların kitlesel sınır dışı planlarının insan hakları hukukunun ağır ihlali anlamına geldiğine işaret etti.
Yıldız, “Kutsal kitapların yakılmasını ‘dini nefret’ olarak tanımlayan BM kararlarının gereği gibi uygulanmasını sağlamalıyız.” dedi.
“Kıbrıs Türk’ü sivillere saldırılardan endişe duyuyoruz”
Kıbrıs Türk halkının, 1963’te silah zoru ile egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü gibi haklarından mahrum bırakıldığını hatırlatan Yıldız, bu sistematik ihlalin, insanlık dışı ambargoların ve haksız tecridin sona ermesi gerektiğini vurguladı.
Yıldız, “Ada’nın güneyine seyahat eden Kıbrıs Türk’ü sivillere yönelik saldırılardan da endişe duyuyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin, Kırım dahil, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini desteklediğine işaret eden Yıldız, Rusya-Ukrayna Savaşı’na adil bir çözün bulunmasından yana olduklarını bildirdi.
Yorumlar