Aynı zamanda Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Genel Sekreterliği görevini yürüten Xi Jinping, Çin Ulusal Din İşleri Toplantısı’nda, dinleri Çin’in şartlarıyla birlikte geliştirme ilkesinin muhafaza edilmesinin ve dinlerin sosyalist toplumla bir arada büyüyebilmesi için aktif rehberlik sağlanmasının önemine vurgu yaptı.
Xi Jinping, Partinin yeni dönemde din işlerine ilişkin teorisinin, din işlerine ilişkin temel politikanın ve dini inanç özgürlüğüne ilişkin politikanın tam olarak uygulanmasının altını çizdi. Partinin dini inanç özgürlüğü ve insanların dini inançlarına saygı gösterilmesi konusundaki görüşleri, Çin’in, ülkedeki çeşitli dinlere bağlı insanların gelişmesine öncülük etmek adına ortaya konulan bir çaba olarak öne çıkıyor.
Dini inançlara sahip insanların Çin’i her bakımdan büyük bir modern sosyalist ülkeye dönüştürmek ve Çin’in ulusal gençleşme hayalini gerçekleştirmek için genel halkla birlikte çalışmalara katılmaya teşvik eden Xi, farkı dinlerdeki insanların daha iyi birlikteliklere ve rehberlik etme çabalarına ihtiyaç duyduğunu belirtti.
2012’deki 18. ÇKP Ulusal Kongresi’nden bu yana din işleriyle ilgili çalışmalarda ilerleme kaydedildiğine dikkat çeken Xi Jinping, Parti ve hükümet etrafında geniş dini inananları bir araya getirme, dinler arasında olumlu ve sağlıklı ilişkiler kurma, dini grupların kendi kendilerini güçlendirmelerinde destek verilmesi gerektiğini söyledi.
Xi, dini çevreleri kendi eğitimlerini, öz yönetimlerini ve öz disiplinlerini geliştirmeleri için desteklemeyi ve yönlendirmeyi vurgulayarak, dini faaliyetlerin kanun ve yönetmeliklerin öngördüğü kapsamda yürütülmesi gerektiğini, kamu düzenini bozmaması, eğitim, yargı ve idari işlerin yanı sıra sosyal hayata müdahale etmemesi gerektiğini söyledi.
Dinlerle ilgili eğitim ve çalışma mekanizmalarının geliştirilmesinin de altını çizen Xi Jinping, ayrıca politik olarak güvenilir, asil karakterlere ve dini başarılara sahip bir grup dini şahsiyeti teşvik etmeye çağırdı.
Li Keqiang başkanlığındaki konferansa diğer üst düzey liderler Li Zhanshu, Wang Huning, Zhao Leji ve Han Zheng katıldı.
“Çin bağlamında din geliştirmek, dinin toplumu inşa etmede olumlu bir rol oynamasına yardımcı olabilecek”
Çin Sosyal Bilimler Akademisi Dünya Dinleri Enstitüsü’nün eski müdürü Zhuo Xinping, Pazar günü Global Times’a verdiği bir demeçte, “Çin bağlamında dini geliştirmenin öneminin vurgulamasının nedeni, kısmen, dünya dininin gelişimi son yıllarda daha karmaşık hale geldikçe Çin’in dini gelişimi hakkında bazı yanlış fikirlerin ortaya çıkmasıdır” dedi.
Zhuo, “Mevcut durumda, Çin bağlamında dinleri geliştirme ilkesini desteklemek, ülkenin durumu, tarihi ve kültürel geleneği ile ilgili olarak Çin’in dini gelişimi için tek doğru yoldur” dedi.
Zhuo ayrıca Çin bağlamında din geliştirmenin, dinin ve dindar insanların toplumu inşa etmede olumlu bir rol oynamasına yardımcı olabileceğinin altını çizdi.
Çin’de kalkınma hedefleri doğrultusunda dinlerin Çin toplumu ve kültürüyle bütünleşmesini sağlamak, ülkedeki çeşitli dinlerin varlığının benimsenmesi ve birlikte gelişip büyüyen toplumun inşasında somut bir adım olarak dikkat çekiyor.
“Mecelle kuralı”
Son yıllarda, Çin’in dinleri sosyalist toplum ile birlikte geliştirmeye yönelik politikaları, Batı medyası tarafından “din özgürlüğünün bastırılması” iddialarıyla sık sık ortaya atılsa da, gözlemciler bu iddiaları kanıtlayacak herhangi bir kanıt sunulmadığını belirtiyor.
Xi Jinping’in Ulusal Din İşleri Toplantısı’ndaki “Çin bağlamında dinlerin gelişimini vurgulayan” konuşması, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2018 yılında katıldığı 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliğindeki “İslam’ın güncellenmesi gerekiyor” açıklamasıyla benzer nitelikler taşıyor.
Erdoğan, “Bunlar, İslam’ın güncellenmesi gerektiğini bilmeyecek kadar aciz. İslam’ı 14-15 asır öncesi hükümleriyle bugün uygulayamazsınız” sözlerine açıklama getirerek şunları ifade etmişti:
“Değişimi inkar etmek, kafasını kuma gömen deve kuşu misali kendi kendini kandırmak demektir. Elbette asla değişmeyen ve değişmeyecek olan kurallar da ilkeler de vardır. Ama bunlardan hareketle yapılan içtihatlar, geliştirilen kurallar ve bunların uygulamadaki karşılıkları elbette zamana, şartlara, imkanlara göre değişecektir. Mecelle kaidesidir.”
Zamanın değişmesiyle ahkamın da değişeceğinin inkar edilemez olduğunu belirten Erdoğan, “Kurallar bunlardır, bunlarla hareket edilir. Eğer biz, içtihatları değiştirmezsek yani uygulamaya ilişkin kuralları, içinde bulunduğumuz şartlara göre sabit olan naslara uygun şekilde yenilemezsek sadece kendi kendimizi kandırmış oluruz. Müslümanlar eskiden olduğu gibi şimdi de kendilerini sürekli olarak geliştirmek durumundadır. Müçtehitlerimizin de tarihin seyri içinde yaptıkları bu değil midir? İnsanlığın bugün ulaştığı noktada sahip olduğu imkanları; teknolojiyi, iletişimi, şehirleşmenin getirdiği insan ilişkilerini nasıl yok sayabiliriz. Bu tutum biraz önce ifade ettiğim Mecelle kaidesine de aykırıdır” şeklinde ifade etmişti.
kendi devlet icin dusunen liderlere saygilarim sonsuzdur