Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Başkanlığınca İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen “AK Parti İstanbul İftarı-İstanbul Kardeşlik Sofrasında” programındaki konuşmasına, AK Parti 81 il teşkilatından canlı bağlantıyla kendileriyle birlikte olan dava ve yol arkadaşlarını en kalbi duygularıyla, muhabbetle selamlayarak başladı.
Ramazan-ı şerifi, pazar günü tutacakları son oruç ve akşamında yapacakları son iftarla uğurlayacaklarını anımsatan Erdoğan, pazartesi günü hep birlikte Ramazan Bayramı’nın sevincini, feyzini, bereketini yaşayacaklarını dile getirdi.
AK Parti teşkilatının ve Türk milletinin Ramazan Bayramı’nı tebrik eden Erdoğan, Allah’tan kendilerine gelecek yıllarda da hep birlikte sağlıkla, huzurla, esenlikle ramazan-ı şerife ve bayrama ulaşmayı nasip etmesini diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü programın aynı zamanda tüm teşkilatlarla bayramlaşmalarına da vesile olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Salgının gölgesinde ve burukluğu içinde geçen iki yılın ardından hamdolsun bu yıl camilerin dolduğu, gönüllerin şenlendiği, kalplerin mutmain olduğu bir ramazan yaşadık. Dayanışmanın, yardımlaşmanın, kucaklaşmanın, kardeşliğin bereketi içinde geçen bu yılki ramazan ayını teşkilatlarımızın da çok iyi değerlendirdiğini görmekten memnuniyet duyuyorum. Ülkemizin tüm illerinde, ilçelerinde, mahallelere, sokaklara, hanelere dağılan teşkilat mensuplarımıza, iftardan sahura kadar süren gayretli çalışmaları için teşekkür ediyorum.”
Genel merkez kurullarından başlayarak tüm teşkilatların dahil olduğu bu faaliyetler sırasında, salgın döneminde arzu ettikleri yakınlığı kuramadıkları milletin de kendilerini özlediğini gördüklerini aktaran Erdoğan, “Ramazan ayı milletimizle hasret giderdiğimiz, yüreklerin pasını sildiğimiz, karşılıklı muhabbetle meram dinlediğimiz ve meram anlattığımız, umutları canlandırdığımız bereketli bir dönem oldu. İnşallah bu ivmeyi kesintisiz bir şekilde devam ettirerek, Cumhur İttifakı olarak 2023 Haziran’ında hedefimize ulaşana kadar durup dinlenmeden çalışacağız. Hep söylediğim gibi AK Parti’yi milletimiz kurmuştur. AK Parti’nin sahibi de istikamet belirleyicisi de milletimizdir.” diye konuştu.
”AK Parti’de görev üstlenmek milletimize hizmetkar olmak demektir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, teşkilat mensuplarının “AK Gençlik seninle gurur duyuyor” diye seslenmesi üzerine, kendilerine “Ben de sizlerle gurur duyuyorum. Rabb’ime hamdediyorum. Ya Rabbi, bana böyle yol arkadaşları lütfettiğin için sana sonsuz hamdüsenalar olsun.” şeklinde yanıt verdi.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Unutmayınız AK Parti’de görev üstlenmek demek herhangi bir makam, mevki sahibi olmak demek değildir. AK Parti’de görev üstlenmek, milletimize hizmetkar olmak, ülkemizi geliştirmek, devletimizi güçlendirmek, dünyanın her yerindeki mazlumların ve mağdurların yanında yer almak için gece gündüz çalışmaya talip olmak demektir. Kadim davamızın bugünkü temsilcisi AK Parti’nin her kademesinde sorumluluk üstlenen bizler, eser ve hizmet yarışında bayrağı yeni nesillere teslim edene kadar bu vazifemizi hakkıyla yerine getirmekle mükellefiz.”
“Milletimizin derdiyle dertlenip, sevinci ile sevinmeliyiz”
Erdoğan, ifa ettikleri hizmetler karşısında alacakları en büyük mükafatın insanların kalplerinden kopup gelen bir “Allah razı olsun” duası olduğuna inandıklarını söyledi.
Erdoğan, “Hangi dünyevi makam, mevki, imkan böyle samimi bir duanın verdiği iç huzurunu, çalışma şevkini, mücadele azmini sağlayabilir. AK Parti, 20 yıllık iktidarında gerçekleştirdiği demokrasi ve kalkınma reformlarıyla, vatandaşlarımızın hayatının her anını kuşatan hizmetleriyle gönüllerde yer etmiştir.” diye konuştu.
Seçimlerdeki başarılarını, geceli gündüzlü çalışarak, eğitimden sağlığa, güvenlikten sosyal desteklere, ulaşımdan enerjiye her alanda ülkeye kazandırdıkları eserlere borçlu olduklarını kaydeden Erdoğan, “Milletimiz, bugün yaşadığı sıkıntıları çözebilecek, bu donanıma, iradeye, kabiliyete, kapasiteye sahip tek partinin AK Parti olduğunu biliyor. Bize düşen sadece bu güvene layık olacak gayreti ortaya koymaktır. Kardeşlerim, şayet biz sokakları, haneleri, milletimizin sinesini boş bırakırsak, gelir birileri yalanlarıyla, iftiralarıyla, hezeyanlarıyla, riyakarlıklarıyla orayı doldurur. Şu anda hamdediyorum. Arkadaşlarımın verdiği bilgiye dayalı söylüyorum. Hamdolsun şu anda bu iftar sofrasında 10 bin kardeşimiz bir araya gelmiş durumda. Bunun için yılın her günü, günün her saati milletimizle birlikte olmalıyız. Milletimizin derdiyle dertlenip, sevinci ile sevinmeliyiz.” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, İstanbul’da 1994 yılında yaktıkları meşale ile önce bu şehrin kaderini kendilerinin değiştirdiğini belirterek, şöyle devam etti:
“Ardından 2002 yılında AK Parti’nin iktidara gelmesiyle bu aydınlığı tüm Türkiye’ye yaydık. Unutmayın, Türkiye geliştikçe, büyüdükçe, güç ve imkan sahibi oldukça tüm bölgemizin ve hatta tüm dünyanın dikkatini üzerinde toplamaya başladı. Daha düne kadar pek çok ülkede insanların çoğu Türkiye’nin yerini haritada bile gösteremiyordu. Bugün Türkiye’nin adını bilmeyen, konumunu, stratejik önemini, başarılarını duymayan pek az kişiye rastlayabilirsiniz. İnşallah yarın Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına dahil ederek, tüm insanlığın ortak buluşma noktası haline getireceğiz.”
“Cumhuriyetin 1923’ten 2023’e kadarki serencamının belirleyicisi hep birlikte biz olduk”
Bu sırada salondan sık sık “Recep Tayyip Erdoğan” sloganlarının yükselmesi üzerine Erdoğan, “Gençler, ben de sizlere aşığım. Bu aşk ne kadar kavi olursa zafer o kadar yakın demektir.” dedi.
Erdoğan, “Cumhuriyetin 1923’ten 2023’e kadarki serencamının belirleyicisi hep birlikte biz olduk. Geliştirdiğimiz vizyonlarla tarihimizin sembol dönüm noktaları olacak 2053’ü, 2071’i de Allah’ın izniyle biz şekillendireceğiz. Yıllarca bu ülkeyi dar bir alana hapsedip, terörden siyasete, ekonomiden komşularıyla ilişkilerine kadar kendi iç meseleleri ile uğraştırdılar. AK Parti’nin ülkemize armağan ettiği işte bu vizyon zenginliği tüm senaryoları, tüm oyunları, tüm planları bozuyor.” diye konuştu.
Salondakilerin sloganları üzerine Erdoğan, “Biz de sizlerle gurur duyuyoruz. Kadın kollarımızla, gençlik kollarımızla, ana kadememizle gurur duyuyoruz.” ifadesini kullandı.
Erdoğan, bu kararlılıkla demokratik reformlardan altyapı eserlerine kadar ”yapılamaz” denilen ne varsa tamamını başardıklarını vurgulayarak, şunları söyledi:
“Çünkü biz bu azimle sınır ötesi harekatlardan bölgesel krizlerin çözümüne kadar ‘teşebbüs dahi edilemez’ denilen ne varsa hepsini gerçekleştirdik. Çünkü biz bu dirayetle savunma sanayinden yüksek teknolojiye dayalı nice ürünlere kadar ‘size yar etmezler’ dedikleri ne varsa onları da ülkemizin kazanç hanesine ekledik. Gençler, AK Parti olarak geçmişte ülkenin hak ettiği gelişmişlik, milletimizin hak ettiği refah, devletimizin hak ettiği güç seviyesine ulaşmasının önünde hangi engeller varsa hepsini de yıkıp geçtik. Geçmişte terör örgütlerinin, çetelerin, kerameti kendinden menkul vesayet odaklarının cirit attığı, racon kestiği, insanları canından bezdirdiği Türkiye, bugün can ve mal emniyeti bakımından en güvenli ülkeler arasına girdi.”
“O, malum CHP’nin iktidarları döneminde karanlık bir Türkiye’yi yaşıyordu”
Erdoğan, geçmişte okulundan hastanesine, konutundan yoluna, elektriğinden suyuna kadar temel hizmet altyapılarının ya hiç olmadığı ya da yetersiz kaldığı bir Türkiye varken, bugün birçok alanda dünyanın en gelişmiş devletlerini dahi geride bırakan bir ülkede yaşanır hale gelindiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bay Kemal’in dediğine bakmayın. O, malum CHP’nin iktidarları döneminde karanlık bir Türkiye’yi yaşıyordu. Şimdi ise zihinsel karanlığı yaşayan Bay Kemal, zannediyor ki artık bütün bu karanlık dünyasını bu millet yutacak. Artık bu millet bunları yutmuyor. Artık akıllı sayaçların çalıştığı bir Türkiye’de olduğumuzu da bilmiyor ve bu akıllı sayaçlarla kim karanlıkta, kim aydınlıkta bundan da bihaber. Geçmişte bırakın diğer coğrafyalardaki dostlarının ve kardeşlerinin haklarını, hukuklarını, güvenliklerini sağlamayı, sınırları dışındaki kendi vatandaşlarına dahi sahip çıkmakta zorlanan bir Türkiye’den, mazlumların ve mağdurların umudu bir ülkeye dönüştük. Bunlar, lafla söylemesi kolay ama başarılması ve sürdürülmesi zor işlerdir. AK Parti’nin sorunu, başkaları asla yapmadıklarının bile gürültüsüyle dünyayı doldururken, bizim yaptıklarımızı stratejik ve pratik boyutlarıyla anlatmakta yetersiz kalmamızdır. İnşallah bayramdan itibaren kardeşlik ve kucaklaşma seferberliğini hep daha ileriye taşıyarak bu eksiğimizi tamamlayacağız.”
“Biz ‘büyük ve güçlü Türkiye’ diyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin bugüne kadar yaptıklarını anlattıklarını ve ülkenin bugünkü sorunlarını da çözeceklerini söylediklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Biz ‘eser’ diyoruz. Biz ‘hizmet’ diyoruz. Biz ‘vizyon’ diyoruz. Biz, küresel yönetim ve ekonomi sisteminin yeniden yapılandığı şu dönemde Türkiye’yi hedeflerine ulaştıracağımızı söylüyoruz. Biz ‘büyük ve güçlü Türkiye’ diyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Peki karşımızdaki muhalefet ne diyor?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bay Kemal, son grup konuşmasında söylediği iki başlıkla nihayet baklayı ağzından çıkardı. İlk mesajını ‘Ya bana katılın ya yolumdan çekilin.’ sözüyle verdi. Böylece bu zat, partisinin genlerinde zaten var olan faşist yüzünü hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açıkça ortaya koymuş oldu. Bu zatın bugüne kadar sergilediği demokrat ve özgürlükçü tavrın baştan sona yalan olduğu, riyakarlıktan başka bir şey yapmadığı ortaya çıktı. Hani bu zat yıllardır ‘tek adam’ deyip duruyordu ya meğer aslında kendi hayalini anlatıyormuş. Eh, varsın artık gerisini kendi partisindeki yoldaşları ve aynı masa etrafına dizdiği ortakları düşünsün.
Tabii ikinci mesajı daha önemliydi. Evet, Kılıçdaroğlu kavga etmek için geldiğini kendi ağzıyla söyledi. Kavga lafının önüne arkasına taktığı ve bu kavramla izahı mümkün olmayan zırvalar, asıl niyetini gizlemeye yetmiyor. Gerçi haklarını da yememek lazım. Bu zatın ve temsilcisi olduğu zihniyetin hayatı eskiden beri hep kavgayla geçmiş. Bunlar tek parti döneminde milletimizin inancıyla, tarihiyle, kültürüyle kavga etmiştir. Bunlar Demokrat Parti döneminde ülkenin kalkınmasıyla, gelişmesiyle, demokratikleşmesiyle kavga etmiştir. Bunlar koalisyonlar döneminde ülkenin huzuruyla, istikrarıyla, sosyal barışıyla kavga etmiştir. Bunlar terörle mücadele döneminde ülkenin güvenlik politikalarıyla, beka mücadelesiyle kavga etmiştir. Bunlar AK Parti’nin 20 yıllık iktidarı boyunca atılan her demokratik adıma, başlanan her kalkınma yatırımına, getirilen her hizmete, inşa edilen her esere karşı çıkarak milletin bizatihi kendisiyle kavga etmiştir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünya, siyasi, askeri ve ekonomik karışıklıkların sancılarıyla boğuşurken ülkemiz de bunların etkilerini, sıkıntılarını yaşarken bu güruhun tek derdi kavga etmek, tek derdi kendilerinden başka herkesi saf dışı bırakmaktır.” dedi.
“Biz her gün sınır ötesi operasyonlarımızın başarısı için uğraşıyoruz”
Herkesin kendisine yakışanı, fıtratında olanı, kalbinde yaşattığını, yaptığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Biz her gün milletimizi, hepimizin canını yakan hayat pahalılığına karşı korumak için uğraşıyoruz. Biz her gün ülkemizi Rusya-Ukrayna savaşının etkilerinden uzak tutmak için uğraşıyoruz. Şurada bir hafta içerisinde Rusya Başkanı Sayın Putin’le iki kez, Ukrayna Başkanı Zelenskiy’le aynı şekilde. Ve bu arada bir hafta içerisinde Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres’le iki kez ki bir tanesi yine bugün oldu, bu görüşmeleri yaparak barışı nasıl sağlayacağız bunun gayreti içerisindeyiz. Biz her gün sınır ötesi operasyonlarımızın başarısı için uğraşıyoruz. Biz her gün küresel yönetim ve ekonomi sistemindeki yeniden yapılanmayı ülkemiz lehine çevirmek için uğraşıyoruz. Biz her gün 2023 hedeflerine ulaşmamızı sağlayacak projeleri hayata geçirmek için uğraşıyoruz. Biz her gün evlatlarımıza miras bırakacağımız 2053 vizyonunun altını dolduracak yeni programlar hazırlamak için uğraşıyoruz. Bunların ise tek derdi, ülkenin yakın tarihindeki en büyük ihanet girişimlerinden biri olan Gezi’yi savunmak, bunlar Gezici. Bunların çevre diye bir anlayışı yok. Bunların yeşil diye bir anlayışı yok. Bu, bizim anlayışımız.”
Milyonlarca ağacı, fidanı caddelerin kenarlarına ve ortalarına diktiklerini ve dikmeye devam edeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerçek çevreci biziz ama bunlar sadece işte son Antalya, Muğla, buralardaki yangınlarda da gördük ve bu yangınlardan sonra da bunların tavırlarını gördük. Buralardaki belediyeler kime aitti? CHP’ye aitti. Peki bu CHP belediyelerinin Antalya’da, Muğla’da acaba dikili bir ağaçları var mı? Yok. Gene biz yapıyoruz, yine biz yapacağız.” ifadelerini kullandı.
“Bunların tek derdi, 15 Temmuz’un faili FETÖ’cüleri yeniden devlete doldurmak”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
“Bunların tek derdi, ülkenin yakın tarihindeki bir büyük ihanet olan 15 Temmuz’un faili FETÖ’cüleri yeniden devlete doldurmak. PKK’yı, işte İstanbul Büyükşehir Belediyesi ne yapıyor, belediyeye doldurmanın gayreti içerisinde ve dolduruyor. Bunların da hesabını soracağız. Bunların tek derdi Avrupa’ya, Amerika’ya şirin gözükmek için yabancı büyükelçilerden aldıkları talimatları yerine getirmek. İşte, Almanya’da bizim büyükelçimizi Dışişleri’ne çağırıyorlar. Niye? Sadece Türkiye’nin Soros’u olan Osman Kavala’dan dolayı. Peki karşılıksız mı kaldı? Hayır, anında onların büyükelçisini de biz Dışişleri Bakanlığımıza çağırdık ve hesabını aynı şekilde Dışişleri’miz de onlardan sordu. Bunların tek derdi, ülkenin ve milletin menfaatine yapılan hangi iş varsa onu engellemek. Bunların tek derdi, sürekli sallanıp duran 6’lı masalarını ayakta tutmak. Sadece menfaatte, sadece husumette, sadece görünüşte birleşenlerin taksimatta ayrılmaları, evet kaçınılmazdır. Ne diyelim? Rabb’im herkesin gönlüne, niyetine göre versin.”
Ülkenin yönetimini kendilerine emanet eden millete 20 yıldır olduğu gibi bundan sonra da en iyi hizmetleri vermek, en güzel eserleri kazandırmak, en büyük yatırımları yapmak için gece gündüz çalışmayı sürdüreceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü biz AK Parti’yiz. Çünkü biz bu milletin partisiyiz. Çünkü biz tüm mensupları, ‘Davası hak olanın yardımcısı unutmayın Allah’tır. Hak olan davada zafer muhakkaktır.’ anlayışıyla hareket eden bir partiyiz.” şeklinde konuştu.
“Bu oyunu son 20 yılda defalarca nasıl bozduysak 2023’te bir kez daha bozacağız”
Hem teşkilat mensuplarına hem de vatandaşlara bir çağrıda bulunmak istediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
“Biliyorsunuz, geçmişte defalarca vaktini ve enerjisini heba ettirerek Türkiye’nin hak ettiği siyasi ve ekonomik güce ulaşmasını engellediler. Yaşadığımız her askeri darbenin, her vesayet tuzağının, her siyasi istikrarsızlığın, her ekonomik krizin gerisinde bu oyunun izlerini görebilirsiniz. Rahmetli Menderes’in bu ülkeye hangi hizmetleri yaptığını, sonra da hangi ithamlarla darağacına gönderildiğini hatırlayın. Rahmetli Erbakan’ın, rahmetli Türkeş’in verdikleri mücadeleyi ve onların hayatları boyunca nelere maruz kaldığını hatırlayın. Rahmetli Özal’ın çağ atlattığı Türkiye’de, hangi hezeyanların, hangi iftiraların yükünü omuzlamak zorunda kaldığını hatırlayın. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına adaylığımızı koyduğumuz günden başlayarak, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı vazifelerimiz boyunca bizim neler yaşadığımızı hatırlayın. Ve evet, halef selef sayılabileceğimiz Kadir Topbaş kardeşimizi, onun yine İstanbul’a ne gibi hizmetler verdiğini hatırlayın. Şimdi benzer bir oyun, içeride ne kadar kifayetsiz muhteris varsa hepsi bir araya toplanarak onlar üzerinden tekrar sergilenmek isteniyor. Biz de diyoruz ki bu oyunu son 20 yılda defalarca nasıl bozduysak inşallah 2023’te bir kez daha bozacağız.”
“Hiçbir güç, büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasına engel olamayacaktır”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, millete şöyle seslendi:
“Ey milletim. Şairden ilhamla diyorum ki güzel günler bizi bekliyor. Çocukların masum gözlerinin ışıltılarıyla aydınlanan güzel günler bizi bekliyor. Kan ağlayan coğrafyamızda barış rüzgarlarının estiği güzel günler bizi bekliyor. Toprağa samimiyetle diktiğimiz fidanların meyveye durduğu güzel günler bizi bekliyor. Dualarla arınan, alın teriyle bereketlenen, mücadeleyle şereflenen, zaferle taçlanan güzel günler bizi bekliyor. Bayramların, bayram olduğu, kalplerin umutla dolduğu, gözlerin sevinçle parladığı güzel günler, bizleri bekliyor.”
Allah’ın izniyle hiçbir gücün büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasına engel olamayacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necip Fazıl Kısakürek’in şiirinden, “Mehmed’im, sevinin, başlar yüksekte/Ölsek de sevinin, eve dönsek de/Sanma bu tekerlek kalır tümsekte/Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir/Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir.” dizelerini okudu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ramazan Bayramı’nı kutlayarak sözlerini sonlandırdı.
Programda akşam ezanını Suudi Arabistan’da düzenlenen Kur’an-ı Kerim ve Ezanı Güzel Okuma Yarışması’nda ezan dalında birinci olan Muhsin Kara okudu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin İstanbul Teşkilatı mensuplarıyla birlikte orucunu açtı.
Yorumlar