Cumhuriyet’in ilk milli kütüphanesi 7/24 esasıyla okuyucularını ağırlıyor

Maarif Bakanlığının alt katında 25 Temmuz 1922’de kurulan, aynı yılın 26 Temmuz’unda Maarif Umumi Kütüphanesi adıyla kurumsallaşan kütüphane, 1934’te derleme kütüphanesi oldu.

Milli Kütüphane’nin 1983’te yeni binasına taşınmasıyla il halk kütüphanesine dönüştürülen kurum, 1985’te kurucusu Adnan Ötüken’in adını aldı.

Mimar Paul Bonatz tarafından 1944-1946’da tasarlanıp inşası yapılan, 1979’da 1. derece kentsel sit alanı olarak tescil edilen binasıyla ziyaretçilerini zamanda yolculuğa çıkaran kütüphane, her yaş grubundan binlerce okuyucuyu ağırlıyor.

Türkiye’nin önemli akademisyen ve devlet adamlarının öğrencilik yıllarında koleksiyonlarından yararlandığı kütüphane, bugün de 24 saat açık çalışma salonlarıyla gelecek kuşakların yetişmesine imkan sağlıyor.

100. yılını kutlamaya hazırlanan kütüphane, dijital çağın gereklerine uygun şekilde kendini geliştirmeye devam ediyor. Okurlar, “self check” bankolarıyla ödünç kitap alma sürecini görevlilere ihtiyaç duymadan yürütebiliyor.

Kütüphanenin, asırlık ağaçlara ev sahipliği yapan bahçesi de kitapseverlere açık havada kitap okuma imkanı veriyor.

“Yaşayan kütüphane hedefi”

Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi Müdürü Ahmet Çakmak, modern kütüphaneciliğe ilk adımın bu kütüphaneyle atıldığını, derleme kütüphanesi olması sonucu koleksiyonunun yaklaşık bir milyona ulaştığını söyledi.

Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’ne 900 bin eserlik katkı sağladıklarını anlatan Çakmak, koleksiyon devrinin ardından 80 bin eserle okurlara hizmet vermeyi sürdürdüklerini dile getirdi.

“Yaşayan kütüphane” hedefiyle çalışmalarını yürüttüklerini anlatan Çakmak, vatandaşlara kütüphaneye gelme alışkanlığını kazandırmak için çok sık etkinlikler düzenlediklerini, atölyeler oluşturduklarını, okuma kulüplerini ağırladıklarını ve “Tarih Ötüken’de” adı altında tarih sohbetleri yaptıklarını belirtti.

Ankara’nın merkez lokasyonlarından birinde bulundukları için her yaş grubundan okuru ağırladıklarını vurgulayan Çakmak, “Hatta farklı milletlerden de okuyucularımız var. Çok sayıda 60 yaş üstü okurumuz bulunuyor. Ders çalışmaya gelen gençlerimiz, yüksek lisans, doktora çalışmasını yapan kullanıcılarımız var.” diye konuştu.

En çok ödünç alınan kitap Sabahattin Ali’nin “Kürk Mantolu Madonna”sı

Kütüphanecilik hizmetlerinde kendileriyle birlikte birçok gönüllünün de çalıştığını söyleyen Çakmak, gönüllülerin Gençlik ve Spor Bakanlığının “Genç Gönüllüler” platformu aracılığıyla bu çalışmalara katıldıklarını bildirdi.

Çakmak, aralarında Esenboğa Havalimanı, Ankara Tren Garı ve 2 AVM’nin de bulunduğu 8 şube kütüphanenin de Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesine bağlı faaliyet gösterdiğini aktardı.

Ankara’nın dezavantajlı bölgelerine de Gezici Kütüphane aracıyla hizmet götürdüklerini ifade eden Çakmak, Kovid-19 salgını dolasıyla ara verdikleri bu hizmete aralık ayında tekrar başladıklarını anlattı.

Kütüphaneden en fazla ödünç alınan kitaplara ilişkin bilgi veren Çakmak, yerli yazarlarda Sabahattin Ali’nin “Kürk Mantolu Madonna”sının, yabancı yazarlarda ise Charles Dickens’in “İki Şehrin Hikayesi”nin ilk sırada yer aldığını kaydetti.

“Kitap çeşidi çok, her zaman ders çalışmak için yer bulabiliyorum”

Üniversite sınavına hazırlanan Berdan, Mehmet Ali Resulzade Anadolu Lisesi’nden mezun olduğunu, ders çalışmak için sık sık Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi’ne geldiğini ifade ederek, “Kızılay’da, merkezde olması cazip. Kütüphanesi de geniş. Güvenlik açısından da bir sıkıntı görmediğim için burada çalışıyorum.” dedi.

Atatürk Anadolu Lisesi mezunu Pınar da üniversite sınavlarına hazırlanmak ve kitap okumak için bu kütüphaneyi tercih ettiğini belirterek, “Kitap çeşidi çok, ödünç kitap da alıyorum. Geldiğimde her zaman ders çalışmak için yer bulabiliyorum.” diye konuştu.

Okurlardan Serpil Güler ise öğretmen ve avukat olduğunu, kitap okumayı çok sevdiğini dile getirerek, “Özellikle ödünç almayı daha çok seviyorum. Çünkü kitap okuduktan sonra evde saklamak, kütüphane düzeni kurmak çok zor. Evlerimiz küçük, artık kütüphanelere büyük yer ayıramıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Ankara’ya taşındığı 2013’ten beri Adnan Ötüken’den sürekli ödünç kitap aldığını anlatan Güler, “15 günlük okuma süremiz var. Bu sürede 3 kitap okuyorum. 2013’ten beri üyeyim ve çok sık kullanıyorum.” dedi.