COP26, İskoçya’nın Glasgow kentinde 31 Ekim’de başladı. Liderlerin 1 Ekim’de katıldığı Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) 26. Taraflar Konferansı’nda (COP26) 100’den fazla lider “Ormanlar ve Arazi Kullanımına İlişkin Liderler Bildirgesi”ni imzaladı.
İngiltere Başbakanı Johnson, iklim değişikliğiyle mücadele konusunda dünya liderlerini uyardı
İngiltere Başbakanı Boris Johnson, iklim değişikliğiyle mücadele konusunda zamanın çoktan aşıldığını, “gece yarısına 1 dakika kaldığını” ifade ederek somut adımlar atılmaması durumunda gelecek nesillerin mevcut liderleri affetmeyeceğini söyledi.
Johnson, İskoçya’nın Glasgow kentinde gerçekleştirilen 26’ncı BM İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP26) yaptığı konuşmada, dünya liderlerine kömürü aşamalı olarak bırakma ve elektrikli araçlara geçişi hızlandırma çağrısı yaptı.
Ormanların kesilmesinin durdurulmasını da isteyen Johnson, iklim konusunda gelişmekte olan ülkelerin desteklenmesinde somut adımlar atılması gerektiğini söyledi.
İngiltere’nin Uluslararası İklim Finansmanı taahhüdünü 2019’da iki kat artırarak 11,6 milyar sterline çıkaran Johnson, konferansta 1 milyar sterlinlik bir artış sözü verdi.
Johnson, iklim değişikliğinin olası etkileri konusunda karanlık bir tablo çizdi ve “Bunun bir film olmaması ve kıyamet cihazının gerçek olması bir trajedi.” değerlendirmesinde bulundu.
– “Net taahhütler ve somut zaman çizelgelerine ihtiyacımız var”
İklim değişikliği konusunda uyarıda bulunan Johnson, “İnsanlık iklim değişikliği konusunda zamanını çoktan aştı. Gece yarısına 1 dakika kaldı ve şimdi harekete geçmemiz gerekiyor. Bugün iklim değişikliği konusunda ciddi olmazsak yarın çocuklarımız için çok geç olacak.” dedi.
Kömür, arabalar, nakit destek ve ağaçlar konusunda konuşma ve tartışmayı bırakıp eyleme geçilmesini isteyen Johnson, “Anlamlı olsalar da umutlar, hedefler ve istekler değil, değişim için net taahhütler ve somut zaman çizelgelerine ihtiyacımız var. İklim değişikliği konusunda gerçekçi olmamız gerekiyor ve dünyanın bunun ne zaman olacağını bilmesi gerekiyor.” diye konuştu.
– “Başarısız olursak bizi affetmezler”
Johnson, gençlerin COP26’yı hararetle izleyeceğini, bu yüzden dünya liderlerinin işleri kötüleştirme zamanı olmadığını belirtti.
Liderlerin yaş ortalamasının 60 olduğunu ancak en kötü iklim etkileriyle karşı karşıya kalacak olanların henüz doğmadığını vurgulayan Johnson, “Başarısız olursak bizi affetmezler.” değerlendirmesinde bulundu.
Johnson’ın ev sahipliği yaptığı konferansta, küresel sıcaklık artışının 1,5 derece ile sınırlandırılması konusunda anlaşmaya varılması bekleniyor. 2 hafta sürecek müzakereler neticesinde alınacak kararlar bağlayıcı olacak.
Mevcut durumda küresel sıcaklıkların 2,7 dereceye kadar yükselmesi öngörülürken, bilim insanları, 2015 Paris İklim Anlaşması’nda belirlenen hedeflere ulaşmak için emisyonların 2030 yılına kadar yarıya indirilmesi gerektiğini belirtiyor.
BM Genel Sekreteri’nden iklim zirvesinde liderlere “kendi mezarımızı kazıyoruz” uyarısı
Guterres, insanlığın önünde, iklim değişikliğini durdurmak ya da iklim değişikliğinin kurbanı olmaktan başka seçenek kalmadığına dikkati çekerek, “Karbon ile kendimizi öldürmeye, doğaya tuvaletmiş gibi davranmaya artık son verelim. Kendi mezarlarımızı kazıyoruz.” uyarısında bulundu.
– İklim değişikliğiyle mücadelenin başarısız olması “idam cezası” anlamına geliyor
Dünyanın iklim felaketi ile karşı karşıya olduğu uyarısı yapan Guterres, en iyi senaryo ile bile küresel sıcaklık artışının, yüzyılın sonuna kadar 2 santigrat derecenin üzerine çıkacağını dile getirdi.
Guterres, iklim değişikliğiyle mücadelenin başarısız olmasının “idam cezası” anlamı geldiğini belirterek, “Bilim, çok açık bir şekilde bize ne yapmamız gerektiğini söylüyor. İlk olarak küresel sıcaklık artışını 1,5 santigrat derecede tutmalıyız.” ifadesini kullandı.
Küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 80’inden sorumlu olan G20 ülkelerinin özel bir sorumluluk taşıdığını vurgulayan Guterres, gelişmiş ülkelere iklim değişikliğiyle mücadelede başı çekmeleri çağrısı yaptı.
– 2030’a kadar yüzde 55 azaltılması gerekiyor
Paris İklim Anlaşması kapsamında küresel sıcaklık artışının bu yüzyılın sonuna kadar 2 santigrat derecenin altında tutulması, hatta 1,5 derece ile sınırlandırılabilmesi için küresel karbon emisyonlarının sıfıra indirilmesi gerekiyor.
Küresel sıcaklık artışının 1,5 derece ile sınırlandırılabilmesi için de sera gazı emisyonlarının 2030’a kadar yüzde 55 azaltılması gerekiyor.
Biden’dan iklim zirvesinde “dünya tarihinde bir dönüm noktasındayız” uyarısı
Biden, İskoçya’nın Glasgow kentinde gerçekleştirilen 26. Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP26) yaptığı konuşmada, iklim değişikliğini “varoluşsal bir tehdit” olarak nitelendirdi.
Zirveye katılan liderleri, iklim değişikliği ile ilgili sert adımlar atmak için kısıtlı bir zaman olduğu konusunda uyaran Biden, “Açıkça söylemek gerekirse, tarihin gözlerinin üzerimizde olduğu ve önümüzde derin soruların olduğu bir zamanda toplandık. Konu basit. Harekete geçecek miyiz ve gerekeni yapacak mıyız? Önümüzdeki büyük fırsatı kullanacak mıyız, ya da gelecek nesilleri acı çekmeye mahkum mu edeceğiz?” sorularını yöneltti.
– “İklim değişikliği dünyayı mahvediyor”
Glasgow‘da yapılan zirvenin, gelecek için daha azimle savaşma konusunda bir ilerlemeye yol açmasını umduğunu vurgulayan Biden, “İklim değişikliği, dünyayı mahvediyor ve insanların yaşamını tehlikeye atıyor. Ülkelere trilyonlarca dolara mal oluyor.” ifadesini kullandı.
Biden, iklim değişikliği nedeniyle rekor seviyelerdeki sıcaklık ve kuraklığın orman yangınlarını tetiklediğini, son yılların en büyük fırtınalarının yaşandığını ve bunların hepsinin ABD’yi etkilediğini belirterek, “Şu anda dünya tarihinde bir dönüm noktasındayız. Kendimize yatırım yapma ve adil temiz enerjili bir gelecek inşa etme, bu süreçte de dünyada milyonlarca iyi maaşlı iş olanağı açma imkanımız var.” diye konuştu.
– Biden’dan gelişmekte olan ülkelere finansman mesajı
Gelişmekte olan ülkelere temiz enerjiye geçiş süreçlerini hızlandırmak için yardım etmek istediklerini dile getiren Biden, “Bunu yapmak, bizim zorunluluğumuz.” dedi.
Yönetiminin, ABD’nin gelişmekte olan ülkelere iklim finansmanını 2024’e kadar 4 katına çıkarmak için Kongre ile çalıştıklarını aktaran Biden, “Herkesin görevinin başında olması gerektiği bu çabada, mali seferberlik çok önemli.” değerlendirmesinde bulundu.
Merkel Paris İklim Anlaşmasının 21. yüzyılın ortasına kadar uygulanmasını istedi
İklim değişikliğine karşı mücadelede sadece hükümetlerin faaliyetlerinin yeterli olmayacağını vurgulayan Merkel, insanların hayatında ve işlerinde kapsamlı bir dönüşeme ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
İklim değişikliğinin etkilerinin “yıkıcı olduğunun” bilindiğini söyleyen Merkel, “Biz Paris İklim Anlaşmasını uygulayabiliriz ve uygulamamız gerekiyor. Bunu bu yüzyılın içinde değil, G20 ülkelerinin söylediği gibi 21. yüzyılın ortasına kadar yapmamız gerekiyor.” dedi.
Merkel, bu konuda özellikle sanayi ülkelerinin sorumluluk taşıdığını vurgulayarak, bundan dolayı Almanya’nın iklimi koruma hedeflerini sıkılaştırdığını ve emisyonları 1990 seviyesine kıyasla 2030’a kadar yüzde 65 azaltmak, 2045’e kadar da sıfıra indirmek istediklerini dile getirdi.
Başbakan Merkel, iklim değişikliğiyle mücadelede ekonomik olarak da mantıklı ve sürdürülebilir küresel araçlar bulunmasını isteyerek küresel karbon fiyatlandırmasını bu araçlar arasında gösterdi.
Merkel, bu mücadelede “hedefleri ölçmek” için somut yolların bulunması gerektiğini de kaydetti.
Macron, küresel sıcaklık artışının 1,5 dereceyle sınırlandırılması için öneri istedi
Dünyanın en büyük sera gazı emisyonunu gerçekleştiren ülkeleri küresel sıcaklık artışının 1,5 dereceyle sınırlandırılması hedefine ulaşmak için zirve bitmeden 15 gün içinde önerilerde bulunmaya çağıran Macron, iklim değişikliğinin neden olduğu sorunlara en çok maruz kalanların yoksul ülkeler olduğunu söyledi.
Macron, zengin ülkelerin iklimle ilgili sorunların çözümü için mali katkılarda bulunması gerektiğini belirtti.
Ülkeler arasında imzalanan ticari anlaşmalarının iklimle ilgili belirlenen hedeflere uygun olması gerektiğini ifade eden Macron, Afrika ve Güney Amerika’da iklimle ilgili yaşanan sorunlara yerelden çözüm bulunması gerektiğini vurguladı.
Filistin Başbakanı Iştiyye, Glasgow‘da, İsrail’in Filistin’de çevreye verdiği zarara dikkati çekti
Başbakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre, İskoçya’nın Glasgow kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Konferansı’na (COP26) katılan Iştiyye, İsrail’in Filistin’de oluşturduğu çevre sorunlarına dikkati çekti.
Yahudi yerleşimleri, taş ocakları ve kimyasal, elektronik ya da katı atıkların toplandığı çöplüklerin Filistin’de çevre kirliliğine sebep olan en önemli etmenler arasında yer aldığını kaydeden Iştiyye, iklim değişikliğiyle bunların olumsuz etkilerinin iki katına çıkacağı uyarısında bulundu.
“Modern Filistin haritasına bakanlar, çevrenin nasıl sistematik olarak tahrip edildiğini görür.” diyen Iştiyye, İsrail’in 1967’den bu yana Filistin’de 800 bini zeytin ağacı olmak üzere yaklaşık 2,5 milyon ağacı söktüğünü ifade etti.
Filistin’in yıllık su bütçesinin yaklaşık 800 milyon metreküp olduğuna ve İsrail’in bunun 600 milyon metreküpünü “çaldığına” değinen Iştiyye, “Suyun bu şekilde çekilmesi, İsrail’in topraklarımızı çöle döndürmek ve buralara el koymak için izlediği sistematik sömürgeleştirme politikasının bir parçasıdır.” ifadelerini kullandı.
Filistin Başbakanı, Ölü Deniz’in; kaynaklarının tüketilmesi ve İsrail sanayisine hizmet için içindeki maden ve tuzların çıkartılması nedeniyle 2044’te kuruyacağı uyarısında bulundu.
Filistin’in iklim değişikliğiyle mücadele ettiğini belirten Iştiyye, 2016’da Paris İklim Değişikliği Anlaşması’nı imzaladıklarını ve iklim uyum planını hazırlayan ülkelerin başında geldiklerini aktardı.
Iştiyye, ayrıca, Filistin’in yaklaşık 10 yıl önce “Filistin’i yeşillendirme programını” benimsediğini ve bu bağlamda on binlerce ağaç dikildiğini sözlerine ekledi.
AB Komisyonu Başkanı’ndan “küresel karbon piyasası” kurulması çağrısı
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, küresel bir karbon piyasasının emisyonları azaltabileceğine işaret ederek, “Karbona bir fiyat verin. Doğa artık o bedeli ödeyemez.” ifadelerini kullandı.
“Burada hepimiz tarihin doğru tarafında olmak istiyoruz. İşte bu yüzden hepimizi küresel ısınmayı 1,5 santigrat derece ile sınırlamak için ne gerekiyorsa yapmaya çağırıyorum ve bunu yapabiliriz.” diyen von der Leyen, Avrupa’nın, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nda belirlenen, 2050’ye kadar kıtayı iklime zarar vermeyen bir hale getirme hedefini yakalamak için çalıştığını söyledi.
Von der Leyen, tüm ülkelerin “net sıfıra” ulaşma yarışını hızlandırması gerektiğine dikkati çekerek, “Her şeyden önce, 2030’a kadar emisyonları azaltmak için güçlü taahhütler vermeliyiz. 2050’ye kadar net sıfır iyi bir hedef ama yeterli değil. Bu on yıl içerisinde somut eyleme ihtiyacımız var.” diye konuştu.
AB Komisyonu Başkanı, “Küresel karbon piyasası oluşturmak gibi sağlam bir kurallar çerçevesi üzerinde anlaşmamız gerekiyor. Karbona bir fiyat verin. Doğa artık o bedeli ödeyemez.” ifadelerini kullandı.
– Küresel iklim finansmanına ek 5 milyar avro
Savunmasız ülkeleri desteklemek için “iklim finansmanını” harekete geçirme çağrısı da yapan von der Leyen, AB’nin bu anlamda 2020’de 27 milyar dolar katkı sağladığını, 2027’ye kadar ek 5 milyar avro taahhüt ettiğini belirtti.
Von der Leyen, özellikle savunmasız ülkelerde biyoçeşitlilik için tahsis edilen fonu ikiye katlayacaklarını kaydetti.
Yorumlar