“Hayalet Ağ Avcılığı Marmara” adlı projenin koordinatörü ÇOMÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Ayaz, yaklaşık 30 kişiden oluşan ekiple çalıştıklarını söyledi.
Geçen haziran ayında başlattıkları 3 yıl süreli proje kapsamında bölgeyi metre metre taradıklarını, her dalışta su altında üzüntü verici görüntülerle karşılaştıklarını belirten Ayaz, şu bilgileri paylaştı:
“Yurt dışındaki çalışmalarda, hayalet ağların 4 ay ila 7 yıl avcılığa devam ettiğinden bahsediliyor. Bu ağlar taşların, kayalık habitatların üstünde kaldığı zaman bu bölgeyi örterek canlılar tarafından kullanılmaz hale getiriyor. Yani habitatımızı mahvediyor, habitat tahribatına neden oluyor. O bölgede habitat düzleşmesi oluyor. Bu düzleşmeyle balık, merada tutunamayıp başka bölgelere giderek merayı da terk ediyor. Dolayısıyla çok büyük etkisi var.”
Ayaz, su altındaki durumu görüntüleyerek kayıt altına aldıklarını bildirdi.
Marmara Denizi’nde bu yıl ilkbahar ve yaz aylarında görülen müsilaja (deniz salyası) değinen Ayaz, şöyle devam etti:
“Müsilajla mücadele eylem planının 18. maddesinde Marmara Denizi’nden hayalet ağların kaldırılması konusu gündeme geldi ve eylem planına konuldu. Bu madde kapsamında da ilk olarak Edremit Körfezi’nde böyle bir çalışma yapmak istiyorduk ancak bu çalışmayı öncelikle Marmara Denizi’ne kaydırdık, bu bölgede çalışmaya başladık. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi öncelikle bizim gemimizi bakıma aldırdı. Bizim üniversitemizin gemisinin bakıma ihtiyacı vardı. Daha sonra Marmara’da ilk olarak 22 Eylül’de çalışmalara başladık. Bu çalışmayla da denizden ağları kaldırmaya başladık. Öncelikle Bandırma’ya gittik. Bandırma’nın Karşıyaka Limanı’nda, gemimiz oradadır. Ancak hala Karşıyaka Limanı’nı bitiremedik. Açıkçası Balıkesir Tarım ve Orman İl Müdürlüğünün elinde de 25 koordinat verilmişti bir başka proje için. Projeleri bitirdik ama biz daha Marmara Adası’na gitme fırsatı bulamadık. Karşıyaka’daki ağları bitiremedik. Marmara Adası’nda 25 koordinat bizi bekliyor. O yüzden çalışmaların çok uzun süreceğini gördük.”
Bandırma’daki izlenimlerini aktaran Prof. Dr. Ayaz, küçük balıkçı ağlarının su altında kayalar üzerinde parça parça olduğunu gördüklerini ifade etti.
Bu ağları topladıklarını dile getiren Ayaz, “Kıyıya 150 metre uzaklıkta bir trol ağı vardı. Yaklaşık 10 yıldır orada duruyormuş. O ağından içinden bir sürü canlı çıktı. Yine görüntüledik, belgeledik. Dut Limanı’nın kuzeyinde bir 2 gırgır ağı parçası kaldırdık. Baya büyük bir ağdı. Yaklaşık 5 dönümlük bir alanı kaplayacak kadar büyük 2 parça gırgır ağı aldık. Hala o ağlar teknenin güvertesinde Karşıyaka Limanı’nda duruyor. İyi bir çalışma yapıyoruz.” ifadesini kullandı.
“Hem balıkçılığımızı hem de balık stoklarımızı etkiliyor”
Ayaz, hayalet ağları bulmanın samanlıkta iğne aramak gibi olduğunu vurguladı.
Balıkçılardan ya da dalış yapanlardan hayalet ağ ihbarı konusunda destek beklediklerini anlatan Ayaz, şunları kaydetti:
“Marmara Denizi ve Ege bölgesindeki hayalet ağ varlığını tahmin etmek oldukça zor. Çünkü yapılmış bir çalışma ve tarama yok. Sadece bir çalışma yapılmış bugüne kadar. İstanbul limanlarında yapılan bir çalışma. Bu çalışmalarla ilgili yaptığımız incelemede de ağ kaybının yoğun olduğunu gördük. Ancak bunlar küçük balıkçılarla ilgili yapılmış bir çalışma. Esas bu büyük gırgır ağlarının nereye takıldığı konusunda tam bir çalışma yapılmamış ama gemiler dolusu olduğunu düşünüyorum. Çünkü görüşmelerimizde dalgıç arkadaşlarımızdan, 2-3 boy gırgır ağının dipte yattığını söyleyenler var. Yani öyle ciddi problem ki bu 2-3 boy ağ çok ciddi bir rakam. Teknemizin güvertesinin bile bunu alacak bir büyüklükte olmadığını düşünüyorum. Onları belki keserek çıkaracağız. Bazıları da çok ciddi derinliklerde, 50-60 metre derinlikteki gemi batıklarının üzerinde var.”
Bu ağların çıkarılmasının, dalış limitlerinin üzerinde çalışmaları kapsadığını belirten Ayaz, bu konuda özel düzenekler kurulabileceğini aktardı.
Ayaz, her dalışın 40 metre civarında derinliklerde yapılabildiğini, bunun ise 7 dakikalık bir süreci kapsadığını bildirerek, şöyle konuştu:
“Maalesef daha fazla inemiyorsunuz. O anda da günlük dalış işiniz bitiyor. Daha sonra ikinci bir dalışı ertesi gün yapabilirsiniz. Bizi sınırlayan bir su derinliği var. Bundan dolayı biz daha çok 35-40 metreye kadar olan derinliklerdeki ağları çıkarabiliyoruz. Daha derinliktekiler özel düzenek gerektiriyor. Oralarda da korkunç miktarlarda ağlar olduğunu yaptığımız incelemelerde gördük. Bir şeylerin, gemilerin, o bölgelerdeki kayalıkların üzerinde komple ağlarla örtülü olduğunu gördük. Bunlar da tabii ki balığın bu bölgede tutunmasına engel olup, balık o bölgeyi kısa sürede terk ederek göç yoluna devam ediyor. Bu da hem balıkçılığımızı hem de balık stoklarımızı etkiliyor.”
Prof. Dr. Ayaz, projeye Balıkesir Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ile ÇOMÜ Su Altı Araştırma ve Uygulama Merkezinin de destek verdiğini sözlerine ekledi.
Yorumlar