Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sesiyle yer aldığı şarkıyı besteleyen Yücel Arzen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şarkının ilgiyle karşılanmasından duyduğu memnuniyeti belirterek, “Sevdiğim eski bir Mısır yazısı var. Talat Halman’ın çevirisi ile ‘Binayı mimarlar, açılışını çalgıcılar yapar.’ Bir eylem yani hayat edimlerimiz şarkılaşamıyorsa gelecek kuşaklara aktarılamaz. Şeyleri ve eylemleri zihinlere belletmek, şarkının, şiirin, sanatın, yani şuaranın işi.” dedi.
Sanatçı Arzen, Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Efendiler yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz’ sözlerine atıfta bulunarak, “100 yıl sonra yine bir 28 Ekim günü toplanıp büyük Türkiye Yüzyılı toplantısı, duyurusu, manifestosunun ardından şarkımızın konuşulması ‘Türkiye Yüzyılı’ açısından isabet olmuş olur.” değerlendirmesinde bulundu.
Şarkının sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sesinin yer aldığına dikkati çeken Arzen, şunları aktardı:
“Kuşkusuz eseri, şarkıyı taşıyan, asıl hevesi, arzuyu ve o hevesin imgesini, çekicisini, lokomotif gücü ve cesareti olan sayın Cumhurbaşkanımızı unutmamamız gerekir. Onun sesi olmasaydı değişimi bekleyen insanlar üzerinde, eserin bu kadar etkisi olmazdı. Daha önce de Cumhurbaşkanımızın sesiyle kimi müziklerimin birleştirildiği ürünler oldu ama ilk elden bir eserde ilk kez bir araya geldiğimiz için ayrıca mutlu oldum.”
Yücel Arzen şarkının, 15 Temmuz Derneği ile İstiklal Marşının kabulünün 100. yılı ve 15 Temmuz’un, 5. yılına özel, “Hürriyet Çağrısı” adıyla geçen yıl bestelendiğini belirterek, eseri yeniden ele alıp ikinci kısmını değiştirip, son halini ortaya çıkarttıklarını kaydetti.
“Türkiye, insanlığın toplam arzusunun adı”
Yüzyıl programıyla Türkiye’nin gelecek yüzyıllara bir iddiada bulunduğunun altını çizen sanatçı, şu bilgileri verdi:
“Düzenlenen programın toplumun tüm kesimlerini kapsayıcı bir dili ve yapısı vardı. Dikkat ederseniz bizim şarkımız da müziğin çeşitli disiplinlerinin bir araya geldiği bir terkib, bir kompozisyondu aslında. Çeşitli müzik disiplinlerinin, ses çıkarma biçimlerinin bir araya getirilerek bir derdi söylemeye çalıştığı bir şarkı yapmak istedik.”
Sanatçı Arzen, Türkiye’nin dünyaya ne söylediğinin anlaşılması için Topkapı Sarayı’nın girişinde yazılı olan “Tüm mazlumların sığınağı” sözüne bakılması gerektiğini işaret ederek, “İstanbul’un dünyaya söylediği şey budur aslında. Biz Yunan’dan daha iyi plastik sanat ürettiğimiz ya da Acem’den daha iyi şiir yazdığımız için masaya yumruğumuzu, iddiamızı koymuyoruz. Biz esas itibarıyla bu toplanmanın, füzyonun adıyız. Biz insanlığın toplam arzusunun adıyız.” ifadelerini kullandı.
Meselelere dair müzik yapmadığını aktaran sanatçı, “Ben basit meselelere değil mevzuya ilişkin işler üretmeye çabalarım.” diye konuştu.
“Artık yokluk değil çokluk dönemindeyiz”
Arzen, Türkiye’nin 100. yılı için bir marş yapmak istediğini söyleyerek, şöyle devam etti:
“Bugün 100 yıl öncesinin dünyasında değiliz. Artık halk, yaşadığımız toplumun her açıdan en önemli belirleyicisi. Artık tek bir ürün, büyük arzuları taşıyacak güçte değil. Dolayısıyla 100. yıla ilişkin bir tek şarkının hepsini karşılayacağını düşünmek şarkı refleksine haksızlık olur. Bunu biz belirleyemeyeceğiz, buna bir süre sonra karar verilecektir. Bizler şarkılarımızı yapacağız, çok yapacağız çünkü artık yokluk döneminde değil çokluk dönemindeyiz. Türkiye’yi, Anadolu yurdunu, bu toprak parçasını, Türklük denilen sözcüğü kavramsallaştırmadığımız sürece yapılan şarkılar küçük reklam cıngıllarını aşamaz.”
“Var olmakla ilgili ve ağzımızı neden açtığımıza ilişkin soruları iyi sormamız lazım” diyen sanatçı, “Türkiye Yüzyılı kendi kendimize söylenmiş bir şarkı değil. Bir ‘Hürriyet Çağrısı’dır. Bu dünyada var olmakla ilgili, başkalarının tanımlamalarına değil, kendinizi tanımlamaya ilişkin bir çabanın adıdır. Bir sese sahip olmak ancak hür iradenin ürünüdür. Bir sese sahipseniz varsınız, varlıksınızdır. Kölelerin sesi olmaz. Ancak hür insanlar bir sese sahiptir. O yüzden ilk ezan Hz. Bilal’in sesiyle hayat bulmuştur. Hürriyetini kazanan Hz. Bilal, çağrısını da yapmıştır. Sanıldığı ve çaptırıldığı üzere, sesi güzel olduğu için değil. Güzel ne demekse… Bir çağrıya sahip olmak, bir şeyi çağırmak, istemek yahut istememek, ‘Gel’ diyebilmek için hür iradeniz olması lazım.” dedi.
Yücel Arzen, müziğini salt haz ve keyif için yapmadığını vurgulayarak, “Bizim büyük hedeflerimiz var. Bizi bir dirence sahip kılan, ayakta dimdik tutan şey, gelecek tahayyülümüz, arzumuz. Hazlarıyla şarkı yapanlar, çocuklar gibi inleyip duruyor. Bize ağzımızı açtırıp şarkı söyleten şey başka.” ifadelerine yer verdi.
“Türkiye Yüzyılı” eserinde Arzen’e İstanbul Üniversitesi Konservatuvarı Senfoni Orkestrası ve Korosunun yanı sıra solist Sezen Kiremit, rapçi Septik ve Mengelez eşlik etti.
Yorumlar