Mashable internet sitesinde yer alan habere göre, 1986’da Uranüs’ün yakınlarından geçen Voyager 2 uzay aracının gönderdiği onlarca yıllık verileri inceleyen bilim insanları, söz konusu uydulardan Titania ve Oberon’da yaşamı destekleyecek sıcaklıklarda su olabileceğini tespit etti.
Yeni bilgisayar modelleme tekniklerini kullanan araştırmacılar, Voyager 2’nin verilerini yeniden analiz etti ve buz devinin 27 uydusundan dördünün çekirdek ile kabukları arasında muhtemelen sıvı halde su bulunabileceği sonucuna vardı.
Araştırmacıların kullandığı yeni bilgisayar modellerinde Satürn’ün uydusu Enceladus ve cüce gezegen Ceres dahil olmak üzere Güneş Sistemi’ndeki okyanus dünyalarının keşfedildiği daha önceki görevlerde elde edilen verilerden yararlanıldı.
Araştırmada Ariel, Umbriel, Titania ve Oberon uydularında kilometrelerce derinlikte tuzlu su okyanuslarının bulunabileceği belirlendi. Söz konusu uydular, gün geçtikçe genişleyen Güneş Sistemi’nde bulunan okyanus dünyaları listesine dahil edildi.
NASA’nın Güney Kaliforniya’daki Jet Tahrik Laboratuvarı Baş Araştırmacısı Julie Castillo-Rogez, yeni verilerin 1126 ila 1600 kilometre çapındaki uyduların sıvı okyanusları destekleyebilecek sıcaklıklara ulaşamayacağına yönelik görüşleri değiştirdiğine işaret etti.
Castillo-Rogez, “Cüce gezegenler ve uydular gibi küçük gök cisimleri düşünüldüğünde gezegen bilimciler, daha önce cüce gezegenler Ceres ve Pluto ile Satürn’ün uydusu Mimas dahil olmak üzere pek çok imkansız yerde okyanus olduğuna dair kanıtlar elde etmişti yani sürekli olarak henüz anlayamadığımız olgular karşımıza çıkabiliyor.” dedi.
Uranüs’ün en büyük beş uydusundan sadece Miranda’nın bir okyanus için yeterli ısıyı muhafaza edemeyecek kadar küçük olduğu düşünülüyor.
Araştırmacılar, ayrıca teleskoplardan alınan, muhtemelen Ariel’in buzlu volkanlarından yükselerek yüzeye doğru akan maddeleri gösteren kanıtlar tespit etti.
Öte yandan bilim insanları, buz devi ve uydularındaki suların donmasını engelleyen ısının kaynağının ne olduğu da dahil olmak üzere çözülmesi gereken daha birçok konunun bulunduğunu vurguladı.
Araştırmada Uranüs’ün çekim kuvvetinin bu ısıyı sağlamak için yeterli olmadığı belirlendi.
Uzmanlar, buzlu Uranüs’ün en büyük uydularında muhtemelen yaygın bulunan tuz ve amonyağın antifriz görevi gördüğünü, ısı kaynağının da uyduların yer kabuğundan yükselen sıcak sıvılar olduğunu düşünüyor.
NASA, bu yıl gelecekteki uzay görevleri için Uranüs ve uydularına öncelik verdi. Buna yönelik bir görevin en erken 2031 veya 2032’de başlayabileceği öngörülüyor.
James Webb Uzay Teleskobu da yakın zamanda 7. gezegen Uranüs’ün etrafındaki 11 halkanın görüntüsünü yakalamıştı.
NASA, gelecekteki görevlere hazırlanmak için Dünya’dan yaklaşık 3 milyar kilometre uzakta olan eğimli buz devi hakkında daha fazla bilgi edinmeye çalışıyor.
Araştırmanın sonuçları, Journal of Geophysical Research dergisinde yayımlandı.
Yorumlar