Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak Türkiye’de AR-GE’nin, inovasyonun hamisi bir bakanlık olarak elbette biz de akıllı şehirciliği çok önemsiyoruz. Türkiye’den hem akıllı şehircilik teknolojileri geliştiren yeni şirketler çıkmasını, start-uplar çıkmasını sağlamaya ama aynı zamanda bu yapılan uygulamaların da Türkiye’de belediyeler tarafından kullanılmasına destek vermeye çalışıyoruz.” dedi.
Varank, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde Bursa Büyükşehir Belediyesinin yürüttüğü B-Cube Akıllı Şehircilik ve İnovasyon Merkezi Tanıtım Programı’nda yaptığı konuşmada, dünyada artık teknolojinin her alana dahil olduğunu söyledi.
Bütün iş yapma şekillerinin teknolojiyle farklılaştığını, daha verimli hale geldiğini belirten Varank, bu manada akıllı şehirciliğin de aslında bir şehirde verimi ve konforu artırmak, şehirleri ileriye taşıyacak en önemli konulardan biri haline geldiğini kaydetti.
Varank, bir zamanlar akıllı şehirciliğin sadece sinyalizasyon sistemlerinin otomasyonu olarak görüldüğünü anlatarak, şöyle konuştu:
“Hayatın her alanına akıllı şehir uygulamaları, teknolojileri değmeye başladı. İşte sayaç okuma okumalarından farklı verimlilik uygulamalarına hatta artık şehrin dahil olduğu plebisit seçimlerinin bile yapılabildiği farklı uygulamalar artık teknolojiyle beraber akıllı şehircilik anlamında gündeme gelmeye başladı. Benim açımdan ne ifade ediyor? Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak Türkiye’de AR-GE’nin, inovasyonun hamisi bir bakanlık olarak elbette biz de akıllı şehirciliği çok önemsiyoruz. Türkiye’den hem akıllı şehircilik teknolojileri geliştiren yeni şirketler çıkmasını, start-uplar çıkmasını sağlamaya ama aynı zamanda bu yapılan uygulamaların da Türkiye’de belediyeler tarafından kullanılmasına destek vermeye çalışıyoruz. İşte farklı büyükşehir belediyelerimizle yaptığımız akıllı şehircilik uygulamaları var, desteklerimiz var ama Türkiye’nin ilk akıllı şehircilik odaklı teknoparkının da İstanbul’da Esenler Belediyemizle beraber temelini attık. Burada özellikle genç kardeşlerimizin, teknoloji tabanlı girişimcilerin yeni ürünler geliştirip bunları pazarlamasını, bunları biraz da iddia olarak yurt dışına da taşıyacak şekilde geliştirmesini istiyoruz.”
“Gençleri yazılım konusunda destekliyoruz”
Her şeyin temelinde insanın olduğunu vurgulayan Varank, “Akıllı şehircilik teknolojileri, ürünleri kendi kendine ortaya çıkmıyor, uzaydan da gelmiyor. Dolayısıyla bunları geliştirecek olan yeni insan. Burada insan kaynağına yatırım yapmak üzere de çok farklı uygulamalarımız var.” değerlendirmesinde bulundu.
Varank, Türkiye’de daha fazla yazılımcı yetiştirebilmek için farklı uygulamaların olduğuna işaret ederek, “Bunlardan biri 42 okulları. Tamamen bir eğitmen olmadan kendi kendinize sıfırdan yazılım öğrendiğiniz, hiçbir okul mezunu olmasanız bile ilkokul diploması da dahil sadece matematik zekanızı ölçen, algoritmik zekanızı ölçen bir teste girerek katılabildiğiniz bir okulla biz 3 senede sizi yazılımcı olarak yetiştiriyoruz. Hoca yok, eğitmen yok. Ders saatiyle ilgili yoklama yok ama gençlerimiz kendinden beraber öğrenme, birbirinden öğrenme metoduyla ve oyunlaştırılmış bir sistemle, proje bazlı bir sistemle yazılım öğreniyorlar. Ortalama 2,5 senede mezun olan arkadaşlarımızın iş bulma garantisi de yüzde 95. İşte bunun gibi çok farklı destekleri biz gençlerimize veriyoruz.” ifadesini kullandı.
Açık kaynak platformuyla Türkiye’nin ihtiyacı olan yazılımların açık kaynak temelli geliştirilmesini sağladıklarını aktaran Varank, gençleri bu işlerin odağına çekmeye çalıştıklarını dile getirdi.
Varank, şehir kuluçkalarının önemine değinerek, şunları kaydetti:
“Kuluçkalar, ön kuluçkalar, bunun gibi mekanları kurarak gençleri buraya çekmek, ticarileşebilecek fikri olan gençleri desteklemek, onlara bir masa vermek, bir bilgisayar vermek ama bunun yanında onları yönlendirecek, liderlik edecek. Bir şirket nasıl kurulur, bir iş nasıl iş planı çıkarılır; bunları öğretecek. Kaynak nasıl bulunur, fon nasıl bulunur, projelere nasıl başvurulur, bunun gibi bir iş nasıl aslında farklı paketlenirse daha iyi satar? Bunları da gösterecek mentorlarla bu tip şehir kuluçkaları gençleri bu işlere yönlendirmek için en önemli alanlardan biri. İşte biz aslında 21 senedir bunu yapmaya çalışıyoruz. Biz iktidar olduğumuzda bu ülkede sadece 2 teknopark vardı. Bu 2 teknoparkta sadece 680 kişi çalışıyordu. Bugün Türkiye’de 98 teknopark var, 8 binden fazla firma var, 90 bin araştırmacı teknoparklarda çalışıyor. İşte bir yandan bu altyapılara yatırım yaparken ama aynı zamanda işte gençleri bu alanlara yönlendirecek faaliyetler yapıyoruz.”
Bakan Varank, TEKNOFEST yarışmalarına 1 milyon gencin katıldığını, bunun dünyada örneğinin az bulunduğunu belirtti.
“Togg gibi nice projeleri Bursa’ya kazandıracağız”
Türkiye’nin otomobili Togg’a milletin yoğun ilgi gösterdiğini dile getiren Varank, “Yaklaşık 1 aydır arabaya yüzlerce genç bindirdim. Zaten bir rekor kırmışız, dünyanın en çok ellenen arabası benim arabam olmuş.” dedi.
Varank, teknolojinin yakından takip edilmesi gerektiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Geleneksel olarak bir otomobil firması olarak yolumuza artık devam etme şansınız yok. Ortaya bir yenilik koymanız lazım. Peki 100 yıldır var olan bir şirket artık neredeyse devletten daha fazla bürokrasi içeren bir şirket bu yeniliği ortaya koyabilir mi? İnovasyonu ortaya koyabilir mi? Mümkün değil. İşte girişimcilik aslında şirketlerin ihtiyaç duyduğu yeni teknolojileri inovasyonu elde etmeleri için de kullanacakları ana unsur. Togg’da böyle bir proje aslında. Start-upların geliştirdikleri teknolojileri araçlarına entegre ederek daha katma değer üretecekler. Ürünlerini daha cazip hale getirecekler. Belki çok müzik sevmeyi, dinlemeyi seven bir insan sadece TRT Dinle’yi indirebildiği için bu arabayı alırken bunu tercih edecek. Onun için katma değer teknolojide, inovasyonda bunu da işte Türkiye’nin otomobili güzel bir şekilde başaracak.”
Togg’un özellikle yerlilik konusunda eleştirildiğine değinen Varank, “Asıl önemli olan bunun Türkiye’nin fikri mülkiyet hakları bize ait olan bir projesi olması. İstediğin teknolojiyi getirip bu araca entegre edebilirsin. Kimseden izin almana gerek yok. Siz dünyanın diyelim ki en iyi dikiz aynasını da yapsanız Renault’ya bu dikiz aynasını satabilmeniz için genel merkezinden izin almanız lazım. Türkiye’nin otomobili fikri mülkiyet hakları yüzde 100 bize ait olduğu için bu teknolojileri alıp kendine entegre edecek ve otomotiv endüstrisi değişirken, dönüşürken çok farklı bir boyutta rekabetçi özelliklerini ön plana çıkaracak. Bunun gibi nice projeleri biz Bursa’ya kazandıracağız.” değerlendirmesini yaptı.
Varank, Togg gibi projelere siyasi hasım olarak bakılmaması gerektiğini belirterek, “Bunlar Türkiye’nin projeleri, değerleri. Hepimiz öleceğiz. Bizim çocuklarımıza, torunlarımıza geride bıraktıklarımız bu işler olacak. Bu vizyonu bırakırsak netice elde ederiz. ‘Bunu İtalya’dan getiriyorsun’ dediklerinde buna ne cevap verebilirsin ki İtalya’dan getirmiyorum. Bu tartışmalarla bu projeleri gölgelemek hiç hoş değil ama yeni nesil bu tartışmalara takılmıyor, onu da görebiliyorum.” ifadesine yer verdi.
Seçimlere de değinen Varank, 14 Mayıs’ta milletin doğru tercihi yapacağına inandığını söyledi. Bakan Varank ayrıca, programa katılan gençlere 10 gigabayt internet hediye etti.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş tarafından B-Cube Akıllı Şehircilik ve İnovasyon Merkezi hakkında bilgi verilen program, merkezin açılışının gerçekleştirilmesiyle sona erdi.
Yorumlar