Beyoğlu’ndaki Polat Piyalepaşa Çarşı’da açılan mekan, sihir ve illüzyon meraklılarına farklı deneyim alanları da sunuyor.
Hayal Mühendisleri ekibinin hayata geçirdiği müzenin kurucusu Koray Özdemir, yaptığı açıklamada, “Burası bizim ekibimizin en son hayallerinden bir tanesinin gerçeğe dönüşmüş hali. Burası bir saat kulesi. 6 katlı ve her katında başka bir sürpriz var.” dedi.
Sihirle çocukluğundan beri ilgilendiğini aktaran Özdemir, Türkiye’nin bu alanda zengin bir birikime sahip olduğunu belirterek, “Özellikle İstanbul, pek çok sihirbaza, illüzyona, gösteriye ve tiyatroyla ilgili gelişmelere ev sahipliği yapmış bir şehir. O yüzden burada bu müzeyi yapmak, bu değerleri ortaya çıkarmak açısından da çok önemli.” ifadelerini kullandı.
Özdemir, müzede ünlü sihirbazların eşyalarının sergilendiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:
“Çok değerli sihirbazların aileleri tarafından bize verilen kostümleri, ekipmanları, orijinal ödüllerinin olduğu bölümlerimiz var. Zati Sungur, Mandrake, Mr Magic ve Sihirbaz Abrakadabra gibi çok önemli Türk sihirbazlarının burada gerçek objeleri yer alıyor. Aynı zamanda ziyaretçilerimiz illüzyonları da deneyebiliyorlar. Tabii bu değerleri ortaya çıkarmak bizim birinci önceliğimiz. Aslında Hayal Mühendisleri’nin yaklaşık 12 senelik bir birikimi İstanbul Sihir Müzesi.”
“Sihir demek inovasyon, yaratıcılık, bilim ve eğlence demek”
Koray Özdemir, yaklaşık bir ay önce açılan müzeye ziyaretçilerin yoğun ilgi gösterdiğini söyleyerek, “Ziyaretçilerimiz burada sihir gösterilerinin birer parçası oluyor. Meşhur kız kesme oyununda kendilerini 2’ye bölünmüş halde bulabiliyorlar. Hem de bol bol eğlenceli fotoğraf çekebiliyorlar. Aynı zamanda burada sihrin çok geçtiği ‘Harry Potter’, ‘Yüzüklerin Efendisi’ gibi fantastik filmlerden de objeler var. Bu saat kulesinin en üstündeki yerde de hem bizim sihir gösterilerimiz hem de sihirle ilgili atölyelerimiz oluyor. Aynı zamanda kapalı etkinlikler için de kullanabiliyoruz.” diye konuştu.
Sihrin herkesin hayatında var olduğunu aktaran Özdemir, şunları kaydetti:
“Sihir demek inovasyon, yaratıcılık, bilim ve eğlence demek. 7’den 77’ye herkesi ilgilendiriyor. Çocukken merak ettiğimiz, tavşandan şapka, kolumuzun içinden çiçek çıkarmak istediğimiz ya da uçan illüzyonistleri ilgiyle izlediğimiz bir konuyken sihir hala ilgimizi çekiyor. Burası da yaşayan bir yer. Sürekli üstüne ekleyerek gitmek istiyoruz. Dünyadan sihirbazların objelerinin de yer alacağı, hatta ilerleyen dönemde ünlü sihirbazları yurt dışından konuk edeceğimiz, söyleşilerin olacağı bir yer olmasını istiyoruz. Bir başka hayalimiz de sihirle, illüzyon tarihiyle ilgili Türkiye’nin en büyük kütüphanesini oluşturabilmek. Buranın sihir, inovasyon ve illüzyonla ilgili aslında herkesin buluşma noktası olmasını istiyoruz. O yüzden sürekli yeni etkinlikler ve katlara yeni objeler getireceğiz. Burada daha çok seans usulü gezme yöntemini seçtik. Çünkü herkesin, her sihri deneyimlemesini istiyoruz.”
“Türk sihir tarihiyle ilgili pek çok belgeye ulaştık”
Müzenin küratörü aynı zamanda illüzyonist, oyuncu ve çocuk sihirbazı Fatih Ermiş ise uzun yıllardır çocuklarla beraber çalıştığını ve drama dersleri verdiğini söyledi.
Kovid-19 salgını döneminde sahnelerden uzaklaştığını dile getiren Ermiş, Hayal Mühendisleri ekibiyle tanıştığını ve Sihirbaz Okulu başlıklı marka çalışması yaptıklarını anlattı.
Sihirbazlık Okulunda sihirbazlık atölyeleri ve gösteriler düzenlediklerini sözlerine ekleyen Ermiş, şu bilgileri verdi:
“Türkiye’nin ilk illüzyon tiyatrosunu oluşturduk. Bunun ismine de Sihirbaz Okulu dedik ve gayet başarılı oldu. Yaklaşık bir buçuk senedir devam eden başarılı bir prodüksiyon oldu. Daha sonra Sihir Müzesi fikri ortaya çıktı. Benim kişisel merakımdan dolayı toplamış olduğum özellikle Zati Sungur’dan bazı parçalar vardı ve müzede onlardan çok faydalandım. Daha sonra da aramızdan ayrılan pek çok üstadın aileleriyle görüştük, onlar bize destek oldu. Başta Mandrake’nin ailesi Ertuğrul Işınbark’ın eşi ve kızı, Mandrake’nin sahne kostümünü, kullandığı illüzyon malzemelerini ve hatırı sayılır manada belge ve dokümanı bize teslim ettiler. Aynı zamanda Türk sihir tarihiyle de ilgili pek çok belgeye ulaşmış olduk.”
Ziyaretçiler illüzyon gösterisinin parçası oluyor
Fatih Ermiş, sahne ismiyle Abrakadabra olan Lütfü Demirtok’un da sahne kostümü ve ekipmanlarının müzede sergilendiğini vurgulayarak, “Zati Sungur’dan günümüze gelen ve hala sağlam vaziyette duran pek çok parça da elimizde mevcut. Zati Bey gösteri dışında malzeme üreten birisiydi aynı zamanda. Ürettiği malzemelerin orijinalleri de şu anda müzemizde sergileniyor. Kendi daktilosuyla yazdığı prospektüsler de mevcut. Bir de benim ustam diyebileceğim, Türkiye’nin ilk çocuk sihirbazı Erdinç Demiray’ın ailesi de bize sahne kostümünü ve bazı ekipmanlarını teslim etti. Bu şekilde güzel bir sergi oluşturduk.” dedi.
Müzede ziyaretçilerin sihir oyunlarını deneyimleyebildiğini de vurgulayan Fatih Ermiş, “Burada ‘kız kesme’ diye tabir edilen oyunlar mevcut ya da sihirbazlık dünyasından gelen metamorfoz dediğimiz bir başka sandık oyunu var. Bazı yer değiştirme, kaçış tarzı büyük oyunlar da burada görülebiliyor. Hatta bazılarının içerisine ziyaretçilerimiz girip fotoğraf çekilebiliyor. Yani bir illüzyon gösterini izlemeyip, o illüzyon gösterisinin içine girmiş oluyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin ilk Sihir Müzesi’nde dünyaca ünlü Türk sihirbazı Zati Sungur, Sihirbaz Mandrake (Ertuğrul Işınbark), Mr. Magic (Erdinç Demiray), Türkiye’nin ilk ve tek kadın sihirbazı Lady İlkay (İlkay Özdemir) ve Abrakadabra’nın (Lütfi Demirtok) gösterilerinde kullandığı şapkalar, asalar, kartlar, kız kesme numarasında kullanılan kutular ve kostümler gibi illüzyon sanat tarihine dair önemli eşyalar yer alıyor.
Sihirbazların hayatını anlatan, birçok fotoğraf, video ve belgenin de sergilendiği müze, pazartesi hariç her gün 11.00’den 18.00’e kadar ziyaret edilebiliyor.
Yorumlar